İçinde ül olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde ÜL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ül olan kelimeler listesine ya da Sonu ül ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜLKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir ülkeyle ilgili olan
-
Ülke yönetimine ilişkin
-
Asker sınıfı dışında kalan
- "Mülki erkân."
-
[sıfat]
Bir ülkeyle ilgili olan
- GÜLME
-
-
[isim]
Gülmek işi
-
Kahkaha
- "Leyla, çayırın öbür ucuna kaçarak içinden gelen gülmeleri bastırmaya çalışır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Gülmek işi
- GÜMÜL
-
-
[isim]
Susam ve ekin demeti veya yığını
-
[isim]
Susam ve ekin demeti veya yığını
- ÜTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
- "Ayağında beyaz, yeni ütülü bir pantolon, üstünde bir fildekoz var." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Ütülenmiş, ütü ile buruşuklukları giderilmiş
- YÜLÜK
-
-
[sıfat]
Ustura ile kesilmiş (kıl)
-
[sıfat]
Ustura ile kesilmiş (kıl)
- ZÜLAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saf, tatlı su
-
[isim]
Saf, tatlı su
- GUSÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boy abdesti
-
[isim]
Boy abdesti
- ZÜLÜF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç lülesi
- "Eser seher yeli zülfün dağıtır / Gerdana dökülen tel incinmesin." (Karacaoğlan)
-
Sevgilinin saçı, zülfüyâr
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç lülesi
- HÜLYA
-
-
[isim]
Tatlı düş, hayal
- "Talihin kırkyılda bir karşıma çıkardığı saadet hülyasını tehlikede buldum." (Halide Edip Adıvar)
-
Kuruntu
-
[isim]
Tatlı düş, hayal
- KÜLTE
-
-
[isim]
Külçe
-
Kayaç
-
Demet, bağlam
-
[isim]
Külçe
- ÖNCÜL
-
-
[isim]
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem
- "Top top olmuş güzellerin sürüsü / Öncül olmuş çeker gider birisi." (Halk türküsü)
-
Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem
-
Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme
-
Kılavuz, öncü
-
[isim]
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem
- HÜLLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Medeni Kanun'un kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe bir günlüğüne nikâh edilmesi
-
[isim]
Medeni Kanun'un kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe bir günlüğüne nikâh edilmesi
- DÜLEK
- ...
- KÜLAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap
- "Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı." (Halikarnas Balıkçısı)
- "Anlat sen benim külahıma! Ah, ben hükûmette olsam size gık dedirtmem!" (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bu kabın alabileceği miktarda olan
- "Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Oyun, hile
-
esk. Erkeklerin giydiği genellikle keçeden, ucu sivri veya yüksek başlık
- "Bunun sırtında öbürleri gibi bir uzun cübbe, başında bir uzun külah vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap
- TÜLEK
- ...
- BÜLUĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ergenleşme
-
[isim]
Ergenleşme
- MODÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir uzay taşıtının yapısı içinde yer alan ve kendi başına hareket edebilen bağımsız bölüm
-
Bir yapının çeşitli bölümleri arasında orantıyı sağlamak için kullanılan ölçü birimi
-
Herhangi bir mekanik özelliği belirten kat sayı
-
[isim]
Bir uzay taşıtının yapısı içinde yer alan ve kendi başına hareket edebilen bağımsız bölüm
- EYLÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı
- GÜLLE
-
-
[isim]
Eskiden som taş veya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi
- "Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Atletizm yarışmalarında atılan, pirinç veya pirinçten daha sert bir maddeden yapılan, erkekler için 7,257 kg, kadınlar için 4 kg olan madenî küre
- "Ayakkabılarını giymeden gülle gibi çocukların yanına düştü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Eskiden som taş veya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi
- KAKÜL
- ...