İçinde ör olan 5 harfli 44 kelime var. İçerisinde ÖR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ör olan kelimeler listesine ya da Sonu ör ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VALÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Değer, kıymet
  2. Geçerlik
  3. Anlam

TÖREN

  1. [isim] Bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya değeri ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi, merasim
    • "Töreni daha uzaktan izleyen annelerle babalar da sevinçle el çırpıyorlardı." (Çetin Altan)
  2. Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi sebeplerle yapılan toplantı, merasim, seremoni

TÖREL

  1. [sıfat] Töreye uygun olan
    • "Eski Boğaziçi'nde törel bir yaşama belirmiş, sürmüş, artık sona ermiş." (Selim İleri)
  2. Töre ile ilgili

ÖRGÜT

  1. [isim] Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat
    • "Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü." (Tarık Buğra)
    • "Sizler batıda yerleştiğiniz her karış toprakta Oğuz töresini yaşatacak örgütleri kuracaksınız." (Nezihe Araz)
  2. Bir kuruluşa bağlı alt bölümlerin bütünü

ÖRTME

  1. [isim] Örtmek işi
  2. Baş örtüsü
  3. Üstü kapalı, önü açık yer
    • "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)

FLÖRT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
    • "Cemal hiç de benimle flört yapmaya kalkmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
    • "Gerçi birçok flörtleri olmuş ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti." (Haldun Taner)
  3. Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma

ÖRGÜN

  1. [sıfat] Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan

MAJÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Büyük, önemli
  2. [isim] Bir makam, bir akort veya bir aralığın oluşma biçimi
  3. [isim] Büyük önerme

YÖRÜK

  1. [sıfat] Yürük
  2. [isim] Yürük

KÖRÜK

  1. [isim] Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç
    • "Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu." (Reşat Enis)
  2. Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış bölümü
    • "Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk." (Nazlı Eray)
  3. Bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm
    • "Akordiyon körüğü."

AKTÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek oyuncu
    • "Bir tiyatro kumpanyasında aktör oldum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Olduğundan başka türlü görünen kimse

ÖRDEK

  1. [isim] Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
    • "Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar." (Haldun Taner)
  2. Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
  3. Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları yolcular için kullandıkları bir söz
  4. Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi

GÖRGÜ

  1. [isim] Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye
    • "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim
  3. Görmüş olma durumu
    • "Görgü tanığı."

DONÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Verici

ÇÖRTÜ

  1. [isim] Değirmende buğday teknesi oluğu

ÖRGEN

  1. [isim] Organ, uzuv

LİKÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Meyve veya bazı bitkiler ile alkol, esans karışımından yapılan şekerli içki
    • "Bu likör vakitsiz, amma şişeleri açmış bulunduk." (Peyami Safa)

GÖRÜM

  1. [isim] Görme yetisi
    • "Trahom hastalığı, tedavi edilmezse görümü yok etmeye kadar varabilir."

TÜMÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ur

GÖREV

  1. [isim] Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
    • "Hâkimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar." (Anayasa)
    • "Umutlu da olsam, umutsuz da olsam, görev bildiğim işi yerine getiririm." (Melih Cevdet Anday)
    • "Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder." (Anayasa)
  2. İşlev
  3. Resmî iş, vazife
    • "Cavit Bey, görevi ona verdiği gün, Abdi Bey çok sevinmişti." (Atilla İlhan)
  4. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş
  5. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş
  6. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü