İçinde ç olan 3 harfli 57 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİT
-
-
[isim]
Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
- "Çitten her akşam yaptığım gibi mektepten kalmış bir spor aşkı ile atladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
- PİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
-
Babası belli olmayan çocuk
- "Can sıkıntısı, pişmanlık ve öfkenin, bu Vaniköy akşamını nasıl piç edeceğini şimdiden kestirebiliyordum." (Atilla İlhan)
-
Her şeyin küçüğü, büyüğü ile aynı nitelikte olmayan
- "Nasıl olsa bugünü de harcadık, piç ettik." (Atilla İlhan)
-
Terbiyesiz, arsız çocuk
- "Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
Kalleş, kurnaz, kötü niyetli kimse
-
Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler
-
[isim]
Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
- ÇÖL
-
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- MEÇ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç
-
[isim]
Süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç
- ÇAL
-
-
[isim]
Taşlık yer, çıplak tepe
-
[isim]
Taşlık yer, çıplak tepe
- SAÇ
-
-
[isim]
Baş derisini kaplayan kıllar
- "Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar..." (Ahmet Haşim)
- "Kıbrıs'ta parti politikası da bir ara, ana vatandaki gibi saç saça baş başa idi." (Talât Halman)
- "Eğer bu patırtıdan, ikindi uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda saç saça baş başa dövüşeceklerdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Baş derisini kaplayan kıllar
- ÇOR
-
-
[isim]
Hastalık
-
Sığır vebası
-
[isim]
Hastalık
- PEÇ
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
- TAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık
- "Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı."
-
Gelinlerin başlarına takılan süs
- "Güzellik kraliçesi taç giydi."
-
Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm
-
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi
-
Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık
-
[isim]
Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık
- TEÇ
- ...
- ÇİŞ
-
-
[isim]
Çocuk dilinde sidik
-
[isim]
Çocuk dilinde sidik
- MAÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Karşılaşma
- "Paris'te maça gitmek şöyle dursun, stadyumların yerini bile öğrenmek aklımdan geçmedi." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Karşılaşma
- ÇİM
-
-
[isim]
Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium)
-
Yeşilliği bol olan yer
-
[isim]
Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium)
- SUÇ
-
-
[isim]
Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
- "... ben de sizinle hapishane arkadaşlığı etmek için bir suç işleyeceğime söz veriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Yasalara aykırı davranış, cürüm
- "Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?" (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
- ÇAN
-
-
[isim]
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
- "Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı." (Falih Rıfkı Atay)
- "İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz." (Orhan Kemal)
-
[isim]
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
- KOÇ
-
-
Damızlık erkek koyun
-
Sağlıklı, gürbüz genç erkek
-
Damızlık erkek koyun
- HAÇ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
- "Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
- ÇAD
- ...
- ÇÖP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
- "Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." (Peyami Safa)
- "Dairedeki levazım müdürü çöp atlamazın biridir, diyorlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
- ÇAR
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen unvan
-
[isim]
Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen unvan