İçinde ç olan 3 harfli 57 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAV
-
-
[isim]
Ses, ün, haber
-
[isim]
Ses, ün, haber
- AÇI
-
-
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
-
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
- "Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi." (Haldun Taner)
-
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- ÇIT
-
-
[isim]
Hafif ve anlık ses
- "Aşağı katta ayak sesleri. Teyzenin odasında çıt yok." (Peyami Safa)
- "İşte bak, hücre kapısını çıt çıkarmadan araladı, yine bir şey diyecek." (Atilla İlhan)
- "Bir müddet hiçbirisi kımıldamadı ve çıt çıkmadı, sonra bir hıçkırık duyuldu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Hafif ve anlık ses
- ÇAD
- ...
- ÇAP
-
-
[isim]
Cisimlerin genişliği, kutur
- "Tüfeklerin çaplarını sorsanız cevabını veremezler." (Ömer Seyfettin)
-
Büyüklük
-
Ölçü, ölçek
- "Bütün bu çabalar da Alman edebiyatını dünya çapında bir güce kavuşturmaya yetmiyor." (Haldun Taner)
-
Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita
-
Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü
- "Her şeyde olduğu gibi politikada da bu büyük rolü insanın kendi çapı oynar." (Haldun Taner)
-
Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası
-
[isim]
Cisimlerin genişliği, kutur
- ÇİY
-
-
[isim]
Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, şebnem
- "Çimenlerin üzerindeki çiylerde güneşten düşmüş parlak elmas damlalarını ayaklarıyla ezdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, şebnem
- ÇÖL
-
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- ÇİP
-
-
[isim]
Yonga
- "Bilgisayar çipi."
-
[isim]
Yonga
- ÇEÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tahıl yığını
-
Tahıl elenen kalbur
-
[isim]
Tahıl yığını
- ÇAR
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen unvan
-
[isim]
Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen unvan
- ÇIP
- ...
- ÇİŞ
-
-
[isim]
Çocuk dilinde sidik
-
[isim]
Çocuk dilinde sidik
- HİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz
- "Dersleri hiç de iyi değil."
- "-Küçük tıpkı dedesi. -Hiç değil."
- "Bu mahluk hiç değilse hep aynı noktada dönüp dolaştığının farkında değil." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz
- "Hiç ava gittiniz mi?"
- "Hiç değilse şu avuç içi kadar havuza bir fıskiye koysalarmış ya..." (Tarık Buğra)
-
Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz
- "Ne gördün? -Hiç."
- "İnsan hiç olmazsa arada bir uğrar / Böyle ihmalci değildin önceleri," (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse
- "Bir hiç için darıldı. O benim gözümde hiçtir."
-
[zarf]
Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz
- MAÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Karşılaşma
- "Paris'te maça gitmek şöyle dursun, stadyumların yerini bile öğrenmek aklımdan geçmedi." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Karşılaşma
- ÇEK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge
-
[isim]
Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge
- GÜÇ
-
-
[sıfat]
Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül
- "Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti."
- "Hemen kararını vermekten âciz olan Hasan ne kadar güç bir mevkide kalmıştı?" (Osman Cemal Kaygılı)
- "Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor." (Nurullah ataç)
-
[zarf]
Zorlukla
- "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül
- ÇİR
-
-
[isim]
Kayısı, erik, zerdali vb. meyvelerin kurusu
-
[isim]
Kayısı, erik, zerdali vb. meyvelerin kurusu
- PİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
-
Babası belli olmayan çocuk
- "Can sıkıntısı, pişmanlık ve öfkenin, bu Vaniköy akşamını nasıl piç edeceğini şimdiden kestirebiliyordum." (Atilla İlhan)
-
Her şeyin küçüğü, büyüğü ile aynı nitelikte olmayan
- "Nasıl olsa bugünü de harcadık, piç ettik." (Atilla İlhan)
-
Terbiyesiz, arsız çocuk
- "Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
Kalleş, kurnaz, kötü niyetli kimse
-
Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler
-
[isim]
Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
- KOÇ
-
-
Damızlık erkek koyun
-
Sağlıklı, gürbüz genç erkek
-
Damızlık erkek koyun
- ÇÖP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
- "Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." (Peyami Safa)
- "Dairedeki levazım müdürü çöp atlamazın biridir, diyorlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi
-
[isim]
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası