Sonunda i olan 4 harfli 240 kelime var. İ harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da başında i harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- REMİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
- ŞENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- "En büyük fedakârlığı, en şeni cinayeti de aynı kolaylıkla işlerler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- BİBİ
-
-
[isim]
Hala
-
[isim]
Hala
- SUŞİ
-
Kelime Kökeni : Japonca
-
[isim]
İnce şerit biçimindeki yosun tabakasının içine çiğ balık, yağsız, tuzsuz haşlanmış pirinç ve özel baharat karışımının konulmasıyla hazırlanan Japon yemeği
-
[isim]
İnce şerit biçimindeki yosun tabakasının içine çiğ balık, yağsız, tuzsuz haşlanmış pirinç ve özel baharat karışımının konulmasıyla hazırlanan Japon yemeği
- SAMİ
- ...
- BETİ
-
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
- PİLİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kumaş, kâğıt vb.nde bir bölümün öbürünün üzerine gelmesiyle oluşan kıvrım, kırma
- "Gayet ince pililer külahın tepesinde birleşiyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Kumaş, kâğıt vb.nde bir bölümün öbürünün üzerine gelmesiyle oluşan kıvrım, kırma
- GERİ
-
-
[isim]
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı
- "Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." (Necati Cumalı)
- "Arada gelenlerin çoğu kapıdan bakıp oturmadan geri dönüyorlardı." (Necati Cumalı)
- "İşler günden güne geri gidiyor."
- "Eteğim gayet fena olmuş, terziye geri gönderdim." (Mahmut Yesari)
-
Son, sonuç
- "Sen gerisini düşünme."
- "Koltuğu biraz geri al."
- "Oğlunun hiçbir dileğini geri çevirmezmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir şeyin sona kalan bölümü
- "Yazının gerisi yarın yayımlanacak."
-
Geçmiş, mazi
- "Artık geride özleyeceğim hiçbir şey yok." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hayvanda boşaltım organının dışı
-
[sıfat]
Eksik gösteren (saat)
- "Bu saat beş dakika geridir."
-
[sıfat]
Aptal, anlayışsız
-
[sıfat]
Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş
- "Geri düşünce. Geri adam."
-
[zarf]
Geriye doğru
- "Bağına, bahçene, suyuna, toprağına veda ederek geri gidiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
-
[ünlem]
"Geri dön, geri git!" anlamında bir söz
-
[isim]
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı
- KOMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
-
Lokantalarda garson yardımcısı
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
- YETİ
-
-
[isim]
İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke
- "Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz." (Azra Erhat)
-
Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke
-
[isim]
İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke
- GEZİ
-
-
[isim]
Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
-
Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
-
Gezilip hava alınacak yer
-
Gezinti yeri
- "İnönü gezisi. Taksim gezisi."
-
[isim]
Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
- DAĞİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Dağlık bölgelerde söylenen türkülerin makamı
-
[isim]
Dağlık bölgelerde söylenen türkülerin makamı
- UZVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Organik
-
[sıfat]
Organik
- İŞÇİ
-
-
[isim]
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse
- "Gazetelere daha ziyade biz işçiler sahiptik." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneği olmayan, topluluğun işlerini gören dişi veya erkek
-
[isim]
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse
- FECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- "İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- KAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dayanıklı, güçlü, zorlu
- "Türkler dünyanın en cesur, en asil, en kavi bir milleti idi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Sıkıca
- "Kavi tutun merdiveni."
-
[sıfat]
Dayanıklı, güçlü, zorlu
- RUHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ruhsal
- "Bedenî ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar." (Anayasa)
-
[sıfat]
Ruhsal
- AMFİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amfiteatr
-
[isim]
Amfiteatr
- KEÇİ
-
-
[isim]
Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli dişi hayvan (Capra hircus)
-
[sıfat]
İnatçı
-
[isim]
Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli dişi hayvan (Capra hircus)
- BAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sürekli
- "Dünyada zaten ne bakiydi?" (Ömer Seyfettin)
- "Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş." (Baki)
-
Bir şeyden artan (miktar)
-
Öteki
- "Kale kapısından yalnız birini açık bırakarak bakilerini örmeye başlamışlardı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[sıfat]
Sürekli