Sonunda i olan 4 harfli 240 kelime var. İ harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da başında i harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ETKİ
-
-
[isim]
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
- "Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor." (Haldun Taner)
-
Bir etken veya bir sebebin sonucu
- "Tokadın etkisi kötü oldu."
-
Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim
- "Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
- MERİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geçerli
- "Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Geçerli
- UZVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Organik
-
[sıfat]
Organik
- ASLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birincil
- "... kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." (Anayasa)
-
[sıfat]
Birincil
- HOBİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Uğraşı
- "Meslek dışında biricik merakı, kendi tabiriyle hobisi fotoğrafçılıktı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Uğraşı
- NAZİ
- ...
- RUPİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Hindistan, Nepal, Pakistan'da kullanılan para birimi
-
[isim]
Hindistan, Nepal, Pakistan'da kullanılan para birimi
- CİCİ
-
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- "Ümit! Ah benim cici kardeşim." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- UFKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yatay
- "Hep ufki vaziyette durabilmek için elleriyle birtakım hareketler icat etmeye başladı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yatay
- DİŞİ
-
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
-
Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki)
- "Dişi kedi."
-
[isim]
Kadın
-
Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan
- "Dişi klişe. Dişi kalıp."
-
Yumuşak, kolay işlenen (maden)
-
Şuh, işveli, çekici
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
- İNCİ
-
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- "Pek âlâ elinde inci gibi yazısı var, daha ziyade okuyup da ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu tanelerden oluşan takı
- "Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu." (Necati Cumalı)
-
Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- MUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- "Genç Çerkez'in daima kendisine muti ve ikinci safta kalacağını ümit ederek dışarıdan gelin almamayı tercih etmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- EĞSİ
-
-
[isim]
Ucu yanmış odun, köseği
-
[isim]
Ucu yanmış odun, köseği
- BİNİ
-
-
[isim]
Binme işi
- "Bu hayvan biniye gelmez."
-
Kapı, dolap vb. şeylerin, kanatları kapandığında kalan aralığı örtebilmek için bu kanatların kenarına çakılan çıta
-
[isim]
Binme işi
- İZCİ
-
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
-
Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç
- "Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
- LUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oğlancı
-
[isim]
Oğlancı
- ENLİ
-
-
[sıfat]
Eni büyük olan, geniş
- "Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Eni büyük olan, geniş
- BİBİ
-
-
[isim]
Hala
-
[isim]
Hala
- ÜMMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Okuyup yazması olmayan
- "Ha onun elinde yün ha ümmi adamın elinde gazete!" (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Okuyup yazması olmayan
- ŞASİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam veya kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu
-
Yapı işlerinde sürme çerçeve
-
Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü
-
[isim]
Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam veya kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu