Sonunda hit olan 19 kelime var. HİT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde hit olan kelimeler listesine ya da başında hit olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
FORMALDEHİT
MÜTEAHHİT
MÜÇTEHİT, MÜTTEHİT, MUVAHHİT
ALDEHİT, MÜCAHİT, MÜŞAHİT, ŞEVAHİT
MÜLHİT, TEVHİT
LAHİT, MUHİT, ŞAHİT, ŞEHİT, VAHİT, ZAHİT
AHİT
HİT
H T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HİT
2 Harfli Kelimeler
İT, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FORMALDEHİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doymuş aldehitlerin ilk üyesi olan H-CHO formülündeki aldehit
-
[isim]
Doymuş aldehitlerin ilk üyesi olan H-CHO formülündeki aldehit
- MÜTEAHHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüklenici
-
[isim]
Yüklenici
- MÜTTEHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birlik durumuna gelmiş, birleşik, birlik olmuş
-
[isim]
Birleşik
-
[sıfat]
Birlik durumuna gelmiş, birleşik, birlik olmuş
- MÜÇTEHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
- MUVAHHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı'nın birliğine inanan
-
[sıfat]
Tanrı'nın birliğine inanan
- ALDEHİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alkolleri oksitlendirme veya asitleri indirgeme yolu ile elde edilen uçucu bir sıvı
-
[isim]
Alkolleri oksitlendirme veya asitleri indirgeme yolu ile elde edilen uçucu bir sıvı
- MÜCAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal ülküler uğruna savaşan kimse, alperen
-
[isim]
Kutsal ülküler uğruna savaşan kimse, alperen
- ŞEVAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şahitler, tanıklar
-
[isim]
Şahitler, tanıklar
- MÜŞAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözlemci
-
[isim]
Gözlemci
- MÜLHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinsiz, imansız
-
Doğru yoldan çıkmış
-
[sıfat]
Dinsiz, imansız
- TEVHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Allah'ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma
-
Tek tanrıcılık
-
Divan edebiyatında Allah'ı övmek için yazılan manzume
-
Birkaç şeyi bir araya getirme, birleştirme
-
[isim]
Allah'ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma
- MUHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevre, yöre, etraf
-
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre
- "Bir de şuuraltı dahi olsa muhitin onu göçüp giden, sönen bir insan telakki ettiğini hissetmiştim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çevre, yöre, etraf
- ZAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
- "Bu sualin karşısında, hakikati inkâr olunmuş bir zahit gibi doğruldu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
- ŞEHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse
- "Ey mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü. Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü." (Arif Nihat Asya)
- "Biraz sonra Veysel'in arkadaşlarından biri daha şehit oldu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Arkadaşı, düşmanlarla cenge varır ve şehit düşer." (Reşat Enis)
-
[isim]
Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse
- VAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir, tek
-
[sıfat]
Bir, tek
- LAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar
- "Firavun'un açık lahitlerindeki boğuk yankıları dinledim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Taş veya mermerden oyma mezar
-
[isim]
Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar
- ŞAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanık
- "Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu." (Refik Halit Karay)
- "Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı." (Yahya Kemal)
- "Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tanık
- AHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant
- "Ahdim olsun, bu işi yapacağım."
-
Antlaşma
-
Devir, zaman
-
[isim]
Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant
- HİT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Liste başı
- "Her şarkı hit oluyordu."
-
[isim]
Liste başı