Başında hale olan 19 kelime var. Hale ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde hale olan kelimeler listesine ya da sonu hale ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında hale bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HALELENDİRMEK
HALELENDİRME, HALETİRUHİYE
HALEDİLMEK, HALELENMEK
HALEDİLME, HALELENME, HALETİNEZ
HALELDAR, HALETMEK
HALECAN, HALETME
HALEBİ, HALELİ
HALEF, HALEL, HALEN, HALET
HALE
A E H L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
HALE, HELA
3 Harfli Kelimeler
ELA, HAL, LEH
2 Harfli Kelimeler
AH, AL, EH, EL, HA, HE, LA, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HALELENDİRMEK
- ...
- HALETİRUHİYE
- ...
- HALELENDİRME
- ...
- HALEDİLMEK
- ...
- HALELENMEK
-
-
[nsz]
Ayın çevresinde ışık halkası oluşmak, ağıllanmak
-
[nsz]
Ayın çevresinde ışık halkası oluşmak, ağıllanmak
- HALEDİLME
- ...
- HALETİNEZ
- ...
- HALELENME
-
-
[isim]
Halelenmek işi
-
[isim]
Halelenmek işi
- HALETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Tahttan indirmek
-
[-i]
Tahttan indirmek
- HALELDAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bozukluğu olan
- "Haysiyetli bir şahsiyetin şeref hakkı haleldar edilemez." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Bozukluğu olan
- HALETME
-
-
[isim]
Haletmek işi veya biçimi
-
[isim]
Haletmek işi veya biçimi
- HALECAN
- ...
- HALEBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kumaş ölçmekte kullanılan, uzunluğu 50-70 cm arasında olan bir ölçü birimi
-
[isim]
Genellikle kumaş ölçmekte kullanılan, uzunluğu 50-70 cm arasında olan bir ölçü birimi
- HALELİ
-
-
[sıfat]
Halesi olan
-
[sıfat]
Halesi olan
- HALEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse, ardıl, selef karşıtı
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse, ardıl, selef karşıtı
- HALEN
- ...
- HALET
- ...
- HALEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozma, bozukluk
- "İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu." (Haldun Taner)
- "Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bozma, bozukluk
- HALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- "Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla