Başında ha olan 9 harfli 161 kelime var. Ha ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ha olan kelimeler listesine ya da sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ha bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HARELEMEK
 - ...
 - HAMURLAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hamurlamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hamurlamak işi
                    
                    
 - HARCANMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak
                    
                    
- "Bu işe çok para ve emek harcandı."
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak
                    
                    
 - HAVACILIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Havacı olma durumu
                    
                    
 - 
                    
                        Havacının yaptığı iş, havada uçma tekniği
                    
                    
 - 
                    
                        Hava seferlerini ve bu konu ile ilgili teknikleri inceleyen bilim dalı
                    
                    
- "Havacılık kürsüsü."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Havacı olma durumu
                    
                    
 - HAYATİYET
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Yaşama gücü, canlılık
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yaşama gücü, canlılık
                    
                    
 - HALLETMEK
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [-i]
                    
                        Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
                    
                    
 - 
                    
                        Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak
                    
                    
- "Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti." (Memduh Şevket Esendal)
 
 - 
                    
                        Bir cismi bir sıvı içinde eritmek
                    
                    
 - 
                    
                        Çözmek
                    
                    
 - 
                    
                        Cinsel ilişki kurmak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir yemeği yenecek duruma getirmek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
                    
                    
 - HATIRASIZ
 - ...
 - HADSİZLİK
 - ...
 - HAYDALAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Haydalamak biçimi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Haydalamak biçimi
                    
                    
 - HATALILIK
 - ...
 - HAYKIRMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
                    
                    
- "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
 
 - 
                    
                        Çağırmak, seslenmek
                    
                    
- "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
 
 - 
                    
                        Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
                    
                    
 - HAFIZASIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Hafızası olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Hafızası olmayan
                    
                    
 - HARLATMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek
                    
                    
- "Şerefimize sobaya bir iki odunla bir kucak çalı atıp harlattılar." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Coşkunluk vermek, canlandırmak
                    
                    
- "Millî Mücadele'de aç ve çıplak insanlarımızın yüreğinde alevler harlatmak için tek bir kıvılcım yetmişti." (Aydın Boysan)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek
                    
                    
 - HADDEHANE
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Slapların eritildiği, merdanelerden geçirildiği yer
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Slapların eritildiği, merdanelerden geçirildiği yer
                    
                    
 - HAPAZLAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hapazlamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hapazlamak işi
                    
                    
 - HAİNLEŞME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hainleşmek işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hainleşmek işi
                    
                    
 - HARMONYUM
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Dış görünüşü piyanoya benzeyen, körüğü ayakla işletilen küçük org, armonyum
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dış görünüşü piyanoya benzeyen, körüğü ayakla işletilen küçük org, armonyum
                    
                    
 - HAMSİKUŞU
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Baharat, un ve yumurtaya bulanarak yapılan hamsi tavası
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Baharat, un ve yumurtaya bulanarak yapılan hamsi tavası
                    
                    
 - HASRETMEK
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyin bütününü birine, bir şeye ayırmak, vermek
                    
                    
- "Yaşını başını almıştı, kocası başta herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanı geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Bir şeyin bütününü birine, bir şeye ayırmak, vermek
                    
                    
 - HAREKESİZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Hareke konulmamış
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Hareke konulmamış