Başında ha olan 6 harfli 107 kelime var. Ha ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ha olan kelimeler listesine ya da sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ha bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAŞHAŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gelincikgillerden, kapsüllerinden afyon, tohumlarından yağ çıkarılan bir yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Papaver somniferum)
-
[isim]
Gelincikgillerden, kapsüllerinden afyon, tohumlarından yağ çıkarılan bir yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Papaver somniferum)
- HARİTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı
- "Koca Rumeli, Edirne'si, Selanik'i, Manastır'ı, Yanya'sı, Kosova'sı, İşkodra'sı ile imparatorluk haritasından silinmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı
- HALHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik
- "Vişneçürüğü ipekliden kuş tüyü yastıklara gömülmüş, şaşılacak incelikteki ayak bileklerindeki gümüş halhallar." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik
- HASILI
-
-
[zarf]
Sözün kısası, kısacası
- "Hasılı ne söyledikse kâr etmedi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Sözün kısası, kısacası
- HALKÇI
-
-
[isim]
Halkın yararı için uğraşan kimse, popülist
-
[isim]
Halkın yararı için uğraşan kimse, popülist
- HATİME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son, sonuç
-
Son deyiş
-
[isim]
Son, sonuç
- HAYDUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Silahlı soygun yapan kimse, eşkıya, şaki
- "Her insan öldüren serseri, haydut olmaz." (Aka Gündüz)
-
Yaramaz, sevimli çocuk
-
[isim]
Silahlı soygun yapan kimse, eşkıya, şaki
- HARİCİ
- ...
- HARABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
- "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- HATALI
-
-
[sıfat]
Hatası olan, yanlışlığı bulunan
- "Hatalı yazı. Hatalı davranış."
-
[sıfat]
Hatası olan, yanlışlığı bulunan
- HADİSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olay
- "Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?" (Peyami Safa)
-
[isim]
Olay
- HARAMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hırsız, haydut, eşkıya
- "Olur mu canım, bu kudurmuş, şehirde, bunca haraminin ortasında nasıl yalnız kalır Suat, nasıl bensiz yaşar!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Hırsız, haydut, eşkıya
- HAZİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etrafı çitle çevrili ve girilmesi yasak yer
-
Cami, türbe, tekke vb. yerlerde çevresi parmaklıklarla çevrili mezar yeri
-
[isim]
Etrafı çitle çevrili ve girilmesi yasak yer
- HAŞEFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başçık
-
[isim]
Başçık
- HASILA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten elde edilen sonuç
-
[isim]
Bir işten elde edilen sonuç
- HAVARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
-
Hz. İsa'nın öğüt ve inançlarını yayma işiyle görevlendirdiği on iki yardımcısından her biri
-
Bağlı olduğu önderinin düşünce ve inançlarını yayan kimse
-
[isim]
Yardımcı
- HANDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Şen, neşeli
-
[sıfat]
Şen, neşeli
- HARMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- "Akşam vakti ırgatlarla beraber harman savururum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu." (Sevinç Çokum)
-
Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
- "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
- "Çay harmanı. Tütün harmanı."
-
Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
-
[isim]
Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- HAYRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevap kazanmak için yapılan iyilik
- "Küçük bir hayrat çeşmesinin başındaydı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Halkın yararlanması için yapılan okul, çeşme, hastane vb. yapı
- "Karababa, beni daima hayrat yapayım diye, böyle aldatmış olmalı!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sevap kazanmak için yapılan iyilik
- HAŞLAK
-
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak