Başında ha olan 5 harfli 154 kelime var. Ha ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ha olan kelimeler listesine ya da sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ha bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAİTİ
- ...
- HALİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak huylu (insanlar)
-
[sıfat]
Yumuşak huylu (insanlar)
- HAMLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
-
Sandalın bu biçimde aldığı yol
-
Kıçtan birinci oturak
- "Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
- HATIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağırlığı yatay olarak dağıtmak ve duvarların düşey doğrultudaki çatlamalarını önlemek için yatay olarak boydan boya yerleştirilen ahşap, tuğla veya beton bağlama ögesi
- "İki saattir eski, sararmış hatılları sayıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Ağırlığı yatay olarak dağıtmak ve duvarların düşey doğrultudaki çatlamalarını önlemek için yatay olarak boydan boya yerleştirilen ahşap, tuğla veya beton bağlama ögesi
- HAZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- "Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- HASSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özgülük, özellik, hasiyet
- "Geçmişi incelerken de eleştiri hassamızı uyanık tutalım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Özgülük, özellik, hasiyet
- HABİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgili
-
[isim]
Sevgili
- HAŞİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sert, kırıcı, gönül kırıcı
- "Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Sert, kırıcı, gönül kırıcı
- HAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barış
-
[isim]
Barış
- HAFİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkek torun
-
[isim]
Erkek torun
- HARTA
-
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
- HAPAZ
-
-
[isim]
Avuç
-
[isim]
Avuç
- HASEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişisel özellik, nitelik
-
[isim]
Kişisel özellik, nitelik
- HAFİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
- "Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı." (Reşat Enis)
- "Bu soğukta çok hafif giyinmişsin."
- "Sağduyunuzu, yanlışlıkla doğruyu ayırt etme yeteneğinizi hafife almaktadır." (Haldun Taner)
-
Güç veya yorucu olmayan, kolay
- "Hafif bir iş."
-
Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
- "Hafif bir kadın."
-
Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)
- "Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
- "Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Etkisi az olan, sert karşıtı
- "Hafif bir içki."
-
Önemli olmayan
- "Hafif bir ceza."
-
Çabuk uyanılan (uyku)
- "Uykusu çok hafiftir."
-
Çok dik olmayan (sırt, yokuş)
- "Hafif bir meyilden indik." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Gücü az olan, belli belirsiz
- "Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sıkıntısız, ferah, rahat
- "Kendimi bugün çok hafif hissediyorum."
-
[sıfat]
Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
- HAMIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asit
-
[isim]
Asit
- HABİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, alçak, soysuz (kimse)
-
Kötücül (bazı hastalıklar veya urlar)
- "Bir sinek vardır, sokarsa habis çıban yapar, tedavisi zordur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kötü, alçak, soysuz (kimse)
- HATUN
-
-
[isim]
Kadın
-
Bayan, hanım
- "Emine hatun."
-
Eş, zevce
-
Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen unvan
- "Bağdat hatun."
-
[isim]
Kadın
- HAÇLI
-
-
[sıfat]
Haçı olan
-
[sıfat]
Haçı olan
- HARAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
- "Uyku bana haram oldu."
-
Yasak
-
[sıfat]
Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
- HAYLİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Epey, oldukça çok
- "Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Oldukça
- "Hayli yoruldum."
-
[sıfat]
Epey, oldukça çok