Sonunda h olan 6 harfli 48 kelime var. H harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da başında h harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TENZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
-
Allah'ın bütün kusurlardan uzak olduğuna inanma
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
- MEKRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
-
İğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
- TELKİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşılama, aşı
-
[isim]
Aşılama, aşı
- ÇARMIH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı
-
Ana direkleri ve gabya çubuklarını yandan tutan halatlar
-
[isim]
Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı
- MATRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
- MİFTAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anahtar
-
[isim]
Anahtar
- MEFSUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
- TASHİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- POHPOH
-
-
[isim]
Pohpohlama işi
- "Bazı insanlar pohpohtan hoşlanır."
-
[isim]
Pohpohlama işi
- TEFTİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma
-
Geğirme
-
[isim]
Açma
- FERSAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaklaşık 5 km'lik bir uzaklık ölçüsü
-
Çok uzun mesafe, uzaklık
-
[isim]
Yaklaşık 5 km'lik bir uzaklık ölçüsü
- SEYYAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezgin, turist
- "Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu." (Pir Sultan Abdal)
-
[isim]
Gezgin, turist
- MEDDAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- "Ramazan geceleri bu kahveye meddahlar, cura, bağlama gibi meşhur saz çalanlar geliyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Öven, aşırı övgüde bulunan kimse
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- MAŞLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- "Kalın bir Doğu maşlahı giymiş, işlemeli beyaz bir baş örtüsü örtmüştü." (Aka Gündüz)
-
Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- MECRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yaralı
- "Harbiye nazırıyla sadrazamı vurmuşlar. Ahmet Rıza tehlikeli surette mecruh..." (Ömer Seyfettin)
-
İncinmiş olan (kimse)
-
Yaralı
- TEVŞİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akrostiş
-
[isim]
Akrostiş
- TELMİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- "İleride dahi ağzını açıp da ufacık bir telmihte bulunmasın." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı." (Refik Halit Karay)
-
Bir dizede veya beyitte bilinen bir olay, bir atasözü, fıkra vb.ni hatırlatma sanatı, anıştırma
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- GÜMRAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- "Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Deli dolu akan (su)
-
Gür, yüksek, kuvvetli (ses)
-
Uzun, sık ve dalgalı (saç)
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- TERFİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ferahlatma, rahat yaşamasını sağlama, gönendirme
-
[isim]
Ferahlatma, rahat yaşamasını sağlama, gönendirme