Sonunda h olan 6 harfli 48 kelime var. H harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da başında h harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEŞRİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktalarına kadar gözden geçirerek anlatma, açımlama
-
Anatomi
-
İskelet
-
[isim]
Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktalarına kadar gözden geçirerek anlatma, açımlama
- DEHDEH
-
-
[isim]
Çocuk dilinde at
-
[isim]
Çocuk dilinde at
- TASRİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- "Bunların hudutlarını iyi tasrih edememekle beraber ... eniştemizin kanaatlerine de sirayet etmiş olduğu görülüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- TELMİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- "İleride dahi ağzını açıp da ufacık bir telmihte bulunmasın." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı." (Refik Halit Karay)
-
Bir dizede veya beyitte bilinen bir olay, bir atasözü, fıkra vb.ni hatırlatma sanatı, anıştırma
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- DERGAH
- ...
- MEFSUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
- TAVZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
- TESPİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Süphanallah" sözünü söyleme
- "Kimisi bağdaş kurmuş, tespih çekiyor, kimisi diz çökmüş Kur'an okuyor." (Refik Halit Karay)
-
Belirli dinî sözleri tekrarlamak veya elde oyalanmak için kullanılan, türlü maddelerden boncuk biçiminde yapılmış, genellikle otuz üç veya doksan dokuz taneden oluşmuş dizi
- "İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
"Süphanallah" sözünü söyleme
- MAŞLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- "Kalın bir Doğu maşlahı giymiş, işlemeli beyaz bir baş örtüsü örtmüştü." (Aka Gündüz)
-
Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- MEDDAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- "Ramazan geceleri bu kahveye meddahlar, cura, bağlama gibi meşhur saz çalanlar geliyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Öven, aşırı övgüde bulunan kimse
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- TERCİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi öbürüne göre daha iyi, üstün veya önemli sayma, yeğ tutma, yeğleme
- "Böyle bir tercihinin kefaretini ödemek ister gibi de bir porsiyon köfte söylemişti." (Çetin Altan)
- "... hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir şeyi öbürüne göre daha iyi, üstün veya önemli sayma, yeğ tutma, yeğleme
- TASHİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- TEVCİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöneltme
- "Bana söz bile tevcih etmedi." (Burhan Felek)
-
Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme
-
[isim]
Yöneltme
- ÇUHÇUH
-
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
-
Lokomotifin çalışırken çıkardığı ses
- "Kocaman lokomotifler çuhçuhlarıyla istim boşaltarak gidip geliyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
- TENZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
-
Allah'ın bütün kusurlardan uzak olduğuna inanma
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
- GEHGEH
-
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- "(şeftali) O da ateşli hastalıklara birebir ama gehgeh tutana yani nöbetli hastalığa yakalananlara nice yüz kez bin bela getirir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- TELKİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşılama, aşı
-
[isim]
Aşılama, aşı
- BEDHAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- "İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- TEFTİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma
-
Geğirme
-
[isim]
Açma