Sonunda h olan 6 harfli 48 kelime var. H harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da başında h harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEVBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Paylama
- "Haklı mı, haksız mı olduğunu kestiremediğim bu tevbihe gülümsedim." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Paylama
- GEHGEH
-
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- "(şeftali) O da ateşli hastalıklara birebir ama gehgeh tutana yani nöbetli hastalığa yakalananlara nice yüz kez bin bela getirir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- BEDHAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- "İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- CERRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ameliyat yapan uzman hekim, operatör
-
Önemsiz yaraları iyileştiren kimse
-
[isim]
Ameliyat yapan uzman hekim, operatör
- TİMSAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
-
[sıfat]
Bu hayvanın derisinden yapılan
-
[isim]
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
- AHUVAH
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Ah vah
- "Elif görse mertek zanneden kişilerin ahuvahını bile sınıfsal eser sayabilir, göklere çıkarabilir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Ah vah
- FELLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çiftçi
-
Mısır köylüsü
- "Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı." (Refik Halit Karay)
-
Arap
-
[isim]
Çiftçi
- BARGAH
- ...
- TEFTİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma
-
Geğirme
-
[isim]
Açma
- TENZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
-
Allah'ın bütün kusurlardan uzak olduğuna inanma
-
[isim]
Arılama, kusur kondurmama
- SEYYAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezgin, turist
- "Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu." (Pir Sultan Abdal)
-
[isim]
Gezgin, turist
- TEŞBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Benzetme
- "Aleyhinde şairane teşbihlerle ağır ve güçlükle yazardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Yazının peyda olduğu günden beri yüz binlerce şair gelmiş, her biri binlerce teşbih yapmış." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Benzetme
- TEMBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- "Ertesi gün ayrılırken tekrar oradan geçmemi sıkı sıkı tembih ediyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Uyarma
- "Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." (Salâh Birsel)
-
Uyarım
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- TELKİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşılama, aşı
-
[isim]
Aşılama, aşı
- MEKRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
-
İğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
- KÜSTAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- "Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını, yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- PEHPEH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
Beğenme, şaşma anlatan bir söz
- "Pehpeh, ne güzel yakışmış!"
-
[ünlem]
Beğenme, şaşma anlatan bir söz
- MATRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- SİFTAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlk alışveriş
- "Daha sabahtan beri siftahım yok!" (Necati Cumalı)
- "Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun?" (Ercüment Ekrem Talu)
-
[zarf]
İlk kez
- "Bu haberi siftah ondan duydum."
-
[isim]
İlk alışveriş