Başında h olan 4 harfli 60 kelime var. H harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında h bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HAJE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Afrika'da yaygın kobra türü (Naja haje)

HAİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Engel

HALT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma
    • "Biz erkekler de öyle haltlar ederiz ki kadınlar ne yapsalar haklıdırlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Şu kendisine üç saniye gibi gelen bir saat on beş dakika zarfında ne halt karıştırmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "On beş yaşında bu haltları yerse yirmi yaşına geldiği zaman ne yapacak?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma
  3. Uygun olmayan, beğenilmeyen şey
    • "Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karıştırıp yudum yudum içmek, pis şey, iğrenç şey." (Reşat Nuri Güntekin)

HINÇ

  1. [isim] Öç alma duygusu ile dolu öfke, kin, gayz
    • "Kendisini bırakıp gittiğimden dolayı uğradığı ihanetin hıncı ile pek kolay affetmeyecekti." (Refik Halit Karay)
    • "Fakat bu kadarcık bir mukabeleyle bütün hıncını almış değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hıncını çıkarmak için başka vesileler arıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

HAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bu, şu, o
  2. Etkisiz, kusursuz

HAFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gizli, saklı

HARF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
    • "Türk alfabesinde yirmi dokuz harf vardır."

HARP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savaş
    • "Birinci Dünya Harbi'nde de başıma gelmeyen kalmadı." (Refik Halit Karay)

HAVİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İçinde bulunduran, kapsayan

HALI

  1. [isim] Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı
    • "Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor." (Falih Rıfkı Atay)

HAKİ
...
HIRS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku
    • "Para hırsı. Şöhret hırsı."
    • "İmar olanağı vurgunları, sayıları artan vurgunculara hırs bastırıyor." (Aydın Boysan)
    • "Ben kısa yazamıyorum öykülerimi diye hırsımdan çatlıyorum." (Nezihe Meriç)
  2. Öfke, kızgınlık
    • "Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım." (Hüseyin Cahit Yalçın)

HALE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
    • "Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire

HAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
    • "Ehemmiyeti haiz bir mesele."
    • "Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur."

HAİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hıyanet eden (kimse), hayın
    • "Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler." (Tarık Buğra)
  2. Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan (kimse)
    • "Siz galip olduğunuz için cesur ve hain görünüyorsunuz." (Aka Gündüz)
  3. Kötü niyeti olan
  4. [ünlem] Sitemli bir seslenme sözü
    • "Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?"

HECE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir solukta çıkarılan ses veya ses birliği, seslem
    • "Okumak sözünde üç hece vardır."

HOŞT

  1. [ünlem] Köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses

HURÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle yelken bezinden veya meşinden yapılmış büyük heybe
  2. Çeşitli kumaşlardan yapılan, içerisine battaniye, yorgan vb. eşya konulan özel çanta

HELE

  1. [bağlaç] Özellikle
    • "O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör." (Melih Cevdet Anday)
    • "Hele bak, nasıl çalışıyor."
    • "Hele bir dinlemesin."
  2. "Sonunda" anlamıyla geciken davranışları bildirmek için kullanılan bir söz
  3. Uyarma, korkutma veya söz verme anlatan bir söz
    • "Sınıfını geç hele öyle bir hediye alacağım ki."

HART

  1. [zarf] Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü