Sonunda dil olan 22 kelime var. DİL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dil olan kelimeler listesine ya da başında dil olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KATİBİADİL, MÜTEBEDDİL
GÖKKANDİL, KÖRKANDİL, TİRHANDİL
DERYADİL, İSKANDİL, KROKODİL
EHLİDİL, MÜBADİL, MUTEDİL, SUZİDİL
ANADİL, KANDİL, MENDİL, MUADİL, SAFDİL, TEBDİL
TADİL
ADİL, İDİL
DİL
D L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DİL
2 Harfli Kelimeler
İD, İL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KATİBİADİL
- ...
- MÜTEBEDDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değişen
-
Kararsız
-
[sıfat]
Değişen
- KÖRKANDİL
-
-
[sıfat]
Aşırı derecede sarhoş, gökkandil
-
[sıfat]
Aşırı derecede sarhoş, gökkandil
- TİRHANDİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yelken ve kürekle yürütülen ve genellikle Bodrum'a özgü dayanıklı ve zarif tekne türü
- "Şaban Reis'in tirhandil biçimi kayığının onarılmasına yardım ediyor." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yelken ve kürekle yürütülen ve genellikle Bodrum'a özgü dayanıklı ve zarif tekne türü
- GÖKKANDİL
-
-
[sıfat]
Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
-
[sıfat]
Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
- İSKANDİL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
-
Bu iş için kullanılan araç
- "Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri." (Oktay Rifat)
-
İşin içyüzünü öğrenme, bilgi toplama, sorup soruşturma
- "İstanbul'daki ilk günlerinde yaptığı iskandiller, umduğunun tersine olarak burada geçimini kolay sağlayamayacağını göstermişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
- DERYADİL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Her şeyi hoş gören, çok sabırlı
-
[sıfat]
Her şeyi hoş gören, çok sabırlı
- KROKODİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İşlenmiş timsah derisi
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
-
[isim]
İşlenmiş timsah derisi
- EHLİDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül eri
- "Ehlidildir diyemem sinesi saf olmayana." (Nefî)
-
[isim]
Gönül eri
- MUTEDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ilımlı
- "O, tarafsızlığın mutedil duygularından ziyade taraftarlığın şiddetli hırslarından zevk alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Ilıman
-
[sıfat]
Ilımlı
- MÜBADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Başkasının yerine getirilmiş, mübadele edilmiş
-
[isim]
Lozan Antlaşması'na göre, İstanbul dışında oturan Rumlarla değiştirilmek üzere Batı Trakya dışındaki Yunanistan'dan getirilen Türkler
-
Başkasının yerine getirilmiş, mübadele edilmiş
- SUZİDİL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam
- ANADİL
- ...
- KANDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı
- "Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti." (Ömer Seyfettin)
-
Kandil gecesi
-
Çok sarhoş
-
[isim]
İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı
- MUADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eşit, denk, eş değer
-
[sıfat]
Eşit, denk, eş değer
- SAFDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kolayca aldatılan, saf (kimse)
- "Bir safdil hanımefendi, kızıma iyi bir koca bulduğunu yemin billah anlattı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kolayca aldatılan, saf (kimse)
- TEBDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değiştirme
- "Bazı Türkler oraya hava tebdiline giderler." (Refik Halit Karay)
- "Haydar'ın kılıcını görenin tebdili şaşar." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Değiştirme
- MENDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- "Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Pencereyi açıp gözünün önünde oyalı yeşil mendil mi atacağım Ferit'e?" (Necati Cumalı)
- "Mendil kadar olsun tarlamızı ayır/ Beni doyuracak ağacı göster." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Arabalar yaklaşıyor, mendil sallayalım mı?" (Aka Gündüz)
-
İçine bazı şeyler konulan dokuma, yağlık
- "Sabahleyin erkenden işine gider, akşamüstü elinde dolu mendiliyle evine dönerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- TADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tadilat
- "Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi." (Falih Rıfkı Atay)
- "İyi bir terzinin bize giydirdiği esvaplar yalnız vücudumuza geçmiş ve onun şeklini tadil etmiş sayılamaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tadilat
- ADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli
-
[sıfat]
Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli