Başında gönül olan 13 kelime var. Gönül ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gönül olan kelimeler listesine ya da sonu gönül ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında gönül bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
GÖNÜLLENDİRMEK
GÖNÜLLENDİRME
GÖNÜLDAŞLIK, GÖNÜLLENMEK, GÖNÜLSÜZLÜK
GÖNÜLLENME, GÖNÜLLÜLÜK, GÖNÜLSÜZCE
GÖNÜLLÜCE
GÖNÜLDAŞ, GÖNÜLSÜZ
GÖNÜLLÜ
GÖNÜL
G L N Ö Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
GÖNÜL, ÖLGÜN
4 Harfli Kelimeler
ÖNLÜ
3 Harfli Kelimeler
GÖL, GÖN, GÜL, GÜN, ÖLÜ
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÖN, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖNÜLLENDİRMEK
-
-
[-i]
Gönüllenmesine sebep olmak
-
[-i]
Gönüllenmesine sebep olmak
- GÖNÜLLENDİRME
-
-
[isim]
Gönüllendirmek işi
-
[isim]
Gönüllendirmek işi
- GÖNÜLDAŞLIK
-
-
[isim]
Gönüldaş olma durumu
-
[isim]
Gönüldaş olma durumu
- GÖNÜLLENMEK
-
-
[nsz]
Gücenmek, darılmak, alınmak
-
[nsz]
Gücenmek, darılmak, alınmak
- GÖNÜLSÜZLÜK
-
-
[isim]
Bir işi istemeyerek yapma, isteksizlik
-
[isim]
Bir işi istemeyerek yapma, isteksizlik
- GÖNÜLLÜLÜK
-
-
[isim]
Gönüllü olma durumu
-
[isim]
Gönüllü olma durumu
- GÖNÜLSÜZCE
-
-
[zarf]
İsteksiz bir biçimde, istemeyerek
- "Dizginleri tartıyor, kamçısı ile gönülsüzce vuruyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
İsteksiz bir biçimde, istemeyerek
- GÖNÜLLENME
-
-
[isim]
Gönüllenmek işi veya durumu
-
[isim]
Gönüllenmek işi veya durumu
- GÖNÜLLÜCE
-
-
[sıfat]
Biraz gönüllü
-
[zarf]
Biraz gönüllü olarak
-
[sıfat]
Biraz gönüllü
- GÖNÜLSÜZ
-
-
[sıfat]
Gönlü olmadan, isteksiz yapılan
-
[zarf]
Gönlü olmadan, istemeyerek
-
[sıfat]
Gönlü olmadan, isteksiz yapılan
- GÖNÜLDAŞ
-
-
[isim]
Duyguları aynı olanlardan her biri, candan dost
-
[isim]
Duyguları aynı olanlardan her biri, candan dost
- GÖNÜLLÜ
-
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- "Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." (Çetin Altan)
-
Çok istekli
- "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Seven kimse veya sevgili
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- GÖNÜL
-
-
[isim]
Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı
- "Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi." (Orhan Seyfi Orhon)
- "İstanbul'un yetiştirdiği mizaçtan anlar, gönül avlamasını bilir dalkavuklardan biriydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Gözünü ve gönlünü avutmak için türlü hoppalıklar yapıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Gözlerin kızarmış, niye ağladın? / Bir başkasına mı gönül bağladın?" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
İstek, arzu
- "Okumaya gönlün var mı?"
- "Çok yüklendiler zavallıya, biraz da gönlünü almalı..." (Tarık Buğra)
- "Atölyelerde bu işe gönül veren idealist öğretmenler ders vermekteydi." (Cahit Uçuk)
- "İlk tanıştığımız günden beri bana karşı gösterdiği yakınlıkla gönlümü çelmiş bulunmaktaydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı