Sonunda gi olan 5 harfli 23 kelime var. Gİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gi olan kelimeler listesine ya da başında gi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SEZGİ

  1. [isim] Sezme yeteneği, feraset
    • "Kaynana, yaman halk kadını sezgisi ile teşhisi koymuştur." (Haldun Taner)
  2. Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması

ÇENGİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın
    • "Eski Galata'dan artakalmış çengiler zilzurna dağılıyorlar." (Atilla İlhan)

GERGİ

  1. [isim] Perde
  2. İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç

VERGİ

  1. [isim] Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para
    • "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
    • "Güzeli hiç zorlamadan ortaya koyabilmek herhâlde amatörlere vergi olsa gerek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik

HANGİ

  1. [sıfat] İki veya daha çok şeyden bir tanesini belirtecek bir cevap istemek için kullanılan soru sıfatı
    • "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Hangi dağda kurt öldü de sen beni aradın?"

BEZGİ

  1. [isim] Süs, bezek

DİNGİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bir çifte kürekli küçük patalya

SERGİ

  1. [isim] Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
    • "Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Şehir Galerisi'nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü
    • "Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum." (Haldun Taner)
  3. Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer, meşher
  4. Yaygı, kilim

YEYGİ

  1. [isim] Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek, yem
    • "Akşama doğru Gökbel'den kurtulmuşlardı ama yeygi işleri yine ters gitti." (Halikarnas Balıkçısı)

YERGİ

  1. [isim] Bir kimseyi, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi, bir göreneği yermek için yazılmış yazı veya söylenmiş söz, hicviye, hiciv, satir
    • "Bize okuduğu yergilerde onun şahsına dokunur bir şey yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BİNGİ

  1. [isim] Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri

BENGİ

  1. [sıfat] Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî

ÇİZGİ

  1. [isim] Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril
    • "Bu kâğıda üç çizgi çekti." (Ömer Seyfettin)
  2. Yüz ve vücut hatlarının her biri
    • "Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu." (Oktay Rifat)
    • "Tüm Müslümanlar aralarındaki kızgınlıklara, kinlere, o gün bir çizgi çekeceklerdi." (Haldun Taner)
  3. Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim
    • "Çizginin yalnız uzunluk boyutu vardır."
  4. Temel
    • "Ben hayatımı yeniden ve bambaşka çizgiler üzerinde kuracağım." (Atilla İlhan)
  5. Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır

SEVGİ

  1. [isim] İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
    • "Sevgi ve dostluk şu dünyada o kadar az bulunan şeyler ki." (Haldun Taner)
    • "Makedonya'da savaşmıştı ve Türk köylüsüne karşı büyük sevgi besliyordu." (Halide Edip Adıvar)

SİLGİ

  1. [isim] Kalem veya daktiloyla yazılmış, çizilmiş şeyleri silmeye yarayan, birleşiminde kauçuk olan madde
  2. Tebeşirle yazılmış şeyleri silmeye yarayan keçe, sünger veya kumaş parçaları
  3. Hamam takımı, havlu

BİLGİ

  1. [isim] İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
    • "Bildiği ahbaplardan Sami Bey hakkında bilgi edinme ve tanışma yolu bulmak." (Refik Halit Karay)
    • "Sormuş, soruşturmuş, ailesi ve çevresine ilişkin bir sürü bilgi toplamıştı." (Atilla İlhan)
  2. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
    • "Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti." (Halide Edip Adıvar)
  3. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf
  4. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler
  5. Bilim
    • "Doğa bilgisi."
  6. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam

BELGİ

  1. [isim] Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan
  2. Şiar

DERGİ

  1. [isim] Siyaset, edebiyat, teknik, ekonomi vb. konuları inceleyen ve belirli aralıklarla çıkan süreli yayın, mecmua
    • "Yanında getirdiği dergileri çıkardı; karıştırmaya, okumaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)

GROGİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Boksta rakibinin yumruklarıyla çok sarsılmış ancak hâlâ ayakta durabilen boksör
  2. [sıfat] Sendelemiş

YENGİ

  1. [isim] Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü