Başında gi olan 6 harfli 11 kelime var. Gi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gi olan kelimeler listesine ya da sonu gi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında gi bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GİBİLİ
- ...
- GİRDAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, burgaç, anafor
-
Tehlikeli yer veya durum
- "Biz, aksiyonu olmayan teorilerin girdaplarında boğulmuşuzdur." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, burgaç, anafor
- GİTMEK
-
-
[-e]
Bir yere doğru yönelmek
- "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
- "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-den]
Bir yerden veya bir işten ayrılmak
-
Çıkmak, ulaşmak
- "Bu yol nereye gider?"
-
Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
- "Her gün çalışmaya gidiyor."
-
[nsz]
Sürmek, devam etmek
- "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yakışmak, yaraşmak
- "Bu renk ona gitmedi."
-
Tüketilmek, harcanmak
- "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Götürülmek, gönderilmek
- "Haber daha yeni gitti."
-
Yeter olmak, yetmek, yetişmek
- "İki ton kömür üç ay gider."
-
[nsz]
Yürümek, yol almak
- "Bu at iyi gider."
-
[nsz]
Dayanmak
- "Bu giysi iki yıl gider."
-
[nsz]
Geçmek
- "Yaz gitti, kış geldi."
-
[nsz]
Herhangi bir durumda olmak
- "Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?"
-
[nsz]
Yok olmak, elden çıkmak
- "Gemiler ve saray hepsi gitti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Ölmek
- "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." (Âşık Veysel)
-
Başvurmak, yapmak
- "Mahkemeye gitmek."
-
[nsz]
Bir şey zarar görmüş olmak
- "Duvarın boyası gitmiş."
-
[nsz]
Makine, işlemek, çalışmak
- "Bu saat iyi gidiyor."
-
[-den]
Satılmak
- "Altın kaçtan gidiyor?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yapmak
- "Para ayarlamasına gitmek."
-
Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak
- "Bu işin sonu nereye gider."
-
[yardımcı fiil]
Değerlendirmek, saymak, karşılamak
- "Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti."
-
[-e]
Bir yere doğru yönelmek
- GİTSİN
-
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
- "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- GİRGİN
-
-
[sıfat]
Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı
- "Kara kaş, kurnaz, girgin bir kadındı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı
- GİYMEK
-
-
[nsz]
Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek
- "Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti." (Orhan Veli Kanık)
-
Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek
- "Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi."
-
[nsz]
Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek
- GİNELİ
- ...
- GİRİFT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık
- "Girift bir konudur bu, en başta yeni şiir kavramı ile karıştırılır." (Melih Cevdet Anday)
-
Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde kullanılmış, neye benzer bir çalgı
-
[sıfat]
Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık
- GİBİSİ
-
-
[sıfat]
Benzeri
- "Ahmet gibisi yok."
- "Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız."
- "Bu teklifi doğru bulmamış gibisine getirdi."
-
[sıfat]
Benzeri
- GİRMEK
-
-
[-e]
Dışarıdan içeriye geçmek
- "İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı." (Haldun Taner)
-
Sığmak
- "Elim bu eldivene girmiyor."
- "Onun yanımızdaki eve girip çıktığını görürdük."
-
Katılmak, iltihak etmek
- "Bugün edebiyat imtihanına girdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Almak, fethetmek
- "Ordularımız İstanbul'a girdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
İncelemek, ayrıntılara inmek
-
Girişmek, başlamak
- "Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum." (Nurullah ataç)
-
Bulaşmak
- "Koyunlara kelebek hastalığı girdi."
-
[nsz]
Zaman anlamlı kavramlar için gelmek
- "İlkbahar girdi."
-
[nsz]
Ağrı, sancı başlamak, saplanmak
-
Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek
- "Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu." (Ömer Seyfettin)
-
İyice anlamak, iyice bilmek
-
Kavgaya tutuşmak
-
Başlamak
-
Erişmek, ulaşmak
- "Yirmisine girdi."
-
Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak
-
Yazılmak, başlamak
- "Okula girdi."
-
Yemek yemek
-
[-e]
Dışarıdan içeriye geçmek
- GİDİCİ
-
-
[sıfat]
Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı
- "Gidici müdür."
-
Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan
-
Ölmek üzere olan
- "Gidici bir hasta."
-
[sıfat]
Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı