Başında g olan 6 harfli 231 kelime var. G harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde g harfi olan kelimeler listesine ya da sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında g bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GEVEZE

  1. [sıfat] Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı
    • "Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı." (Haldun Taner)
  2. Sır saklamayan, boşboğaz
    • "Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak için çıkalım." (Peyami Safa)

GELMİÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik

GRANÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir maddenin en küçük tanesi
  2. Sitoplazmada bulunan küçük tanecikler

GÜZLEK

  1. [isim] Güz yağmuru
  2. Güz mevsiminin geçirildiği yer
  3. Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera

GİRİFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık
    • "Girift bir konudur bu, en başta yeni şiir kavramı ile karıştırılır." (Melih Cevdet Anday)
  2. Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı)
  3. [isim] Klasik Türk müziğinde kullanılmış, neye benzer bir çalgı

GİTMEK

  1. [-e] Bir yere doğru yönelmek
    • "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
    • "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [-den] Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  3. Çıkmak, ulaşmak
    • "Bu yol nereye gider?"
  4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
    • "Her gün çalışmaya gidiyor."
  5. [nsz] Sürmek, devam etmek
    • "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." (Memduh Şevket Esendal)
  6. Yakışmak, yaraşmak
    • "Bu renk ona gitmedi."
  7. Tüketilmek, harcanmak
    • "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  8. [nsz] Götürülmek, gönderilmek
    • "Haber daha yeni gitti."
  9. Yeter olmak, yetmek, yetişmek
    • "İki ton kömür üç ay gider."
  10. [nsz] Yürümek, yol almak
    • "Bu at iyi gider."
  11. [nsz] Dayanmak
    • "Bu giysi iki yıl gider."
  12. [nsz] Geçmek
    • "Yaz gitti, kış geldi."
  13. [nsz] Herhangi bir durumda olmak
    • "Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?"
  14. [nsz] Yok olmak, elden çıkmak
    • "Gemiler ve saray hepsi gitti." (Falih Rıfkı Atay)
  15. [nsz] Ölmek
    • "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." (Âşık Veysel)
  16. Başvurmak, yapmak
    • "Mahkemeye gitmek."
  17. [nsz] Bir şey zarar görmüş olmak
    • "Duvarın boyası gitmiş."
  18. [nsz] Makine, işlemek, çalışmak
    • "Bu saat iyi gidiyor."
  19. [-den] Satılmak
    • "Altın kaçtan gidiyor?" (Sait Faik Abasıyanık)
  20. Yapmak
    • "Para ayarlamasına gitmek."
  21. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak
    • "Bu işin sonu nereye gider."
  22. [yardımcı fiil] Değerlendirmek, saymak, karşılamak
    • "Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti."

GÖRGÜL
...
GALAGO
...
GELGEÇ

  1. [sıfat] Geçici
    • "Bugün varsa yarın yok... Gelgeç bir misafir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Hercai

GEZGİN

  1. Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah

GÖREME
...
GEZLİK

  1. [isim] Eğri kılıçların ağız bölümü

GÖKŞİN

  1. [isim] Maviye yakın renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

GÜNÜCÜ

  1. [sıfat] Kıskanç

GÖRMEZ

  1. [sıfat] Görme engelli

GALYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 31, atom ağırlığı 69,72, yoğunluğu 5,9 olan, 29,8 °C'de eriyen, çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran bir element (simgesi Ga)

GAFFAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Kullarının günahlarını affeden, bağışlayan, bağışlayıcı (Tanrı)

GALİBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
    • "Benim adımı işitince şöyle bir durdu, galiba beni tanımış olacak." (Memduh Şevket Esendal)

GEÇİCİ

  1. [sıfat] Çok sürmeyen
    • "Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim." (Peyami Safa)
  2. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı
    • "Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?" (Halide Edip Adıvar)
  3. Bulaşan, bulaşıcı
  4. [isim] Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu
    • "Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor." (Cenap Şehabettin)

GÖRECE

  1. [sıfat] Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü