Başında g olan 6 harfli 231 kelime var. G harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde g harfi olan kelimeler listesine ya da sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında g bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GALAGO
...
GENZEL

  1. [sıfat] Genizsil

GÖRÜCÜ

  1. [isim] Evlenmek isteyen erkek için kız görmeye giden kimse, dünür
    • "Zengin olduğumuz için görücüler, bizim bu uzak köşke gelmekten usanmıyorlar." (Ömer Seyfettin)
    • "Onu indirmek, görücüye çıkmaya razı etmek için başta haminne olmak üzere bütün ev halkı ağacın altında durdu, yalvardı." (Halide Edip Adıvar)

GERİCİ

  1. [sıfat] Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni getirmeye çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci

GİRDAP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, burgaç, anafor
  2. Tehlikeli yer veya durum
    • "Biz, aksiyonu olmayan teorilerin girdaplarında boğulmuşuzdur." (Atilla İlhan)

GÖRMEZ

  1. [sıfat] Görme engelli

GÜNDEŞ

  1. [sıfat] Aynı günde olan
  2. Çağcıl
    • "Avusturya edebiyatının en güçlü gündeş yazarlarından biri olan I. Bachmann..." (Selim İleri)
  3. Güncel
    • "Oğuz Atay'ın her cümlesi özel, dahası gündeş anlamlar taşıyan hikâyesine sığınmıştım." (Selim İleri)

GÖRKLÜ

  1. [sıfat] Güzel, gösterişli
    • "Üstünde, içeri doğru, büyük ve görklü bir yarım ay bükülür." (Salâh Birsel)

GÜVEYİ

  1. [isim] Damat
    • "Güveyi girdiğinin ertesi günü askere çağrıldı."

GRANDİ

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin baştan ikinci direği

GLAYÖL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kuzgunkılıcı

GÖMLEK

  1. [isim] Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
    • "Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon
    • "Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor." (Selim İleri)
  3. Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı
    • "Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  4. Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf
    • "İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf
  6. Dosya kartonu
  7. Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar
  8. Göbek, batın
    • "İki gömlek yukarı dedesi filancadır."
  9. Basamak, kat, derece
    • "İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)

GÜLLAÇ

  1. [isim] Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
  2. Bu yufkadan hazırlanan tatlı
    • "Bir ramazan güllacı yemiştim muhallebicinin birinde, ne güzeldi..." (Nazlı Eray)
  3. Kolayca yutulamayan, tadı hoş olmayan toz durumundaki bazı ilaçların içine konuldukları, nişastadan küçük kap

GOLFÇÜ

  1. [isim] Golf oynayan kimse

GÜMÜŞİ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Gümüş rengi
  2. Bu renkte olan

GİTMEK

  1. [-e] Bir yere doğru yönelmek
    • "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
    • "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [-den] Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  3. Çıkmak, ulaşmak
    • "Bu yol nereye gider?"
  4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
    • "Her gün çalışmaya gidiyor."
  5. [nsz] Sürmek, devam etmek
    • "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." (Memduh Şevket Esendal)
  6. Yakışmak, yaraşmak
    • "Bu renk ona gitmedi."
  7. Tüketilmek, harcanmak
    • "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  8. [nsz] Götürülmek, gönderilmek
    • "Haber daha yeni gitti."
  9. Yeter olmak, yetmek, yetişmek
    • "İki ton kömür üç ay gider."
  10. [nsz] Yürümek, yol almak
    • "Bu at iyi gider."
  11. [nsz] Dayanmak
    • "Bu giysi iki yıl gider."
  12. [nsz] Geçmek
    • "Yaz gitti, kış geldi."
  13. [nsz] Herhangi bir durumda olmak
    • "Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?"
  14. [nsz] Yok olmak, elden çıkmak
    • "Gemiler ve saray hepsi gitti." (Falih Rıfkı Atay)
  15. [nsz] Ölmek
    • "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." (Âşık Veysel)
  16. Başvurmak, yapmak
    • "Mahkemeye gitmek."
  17. [nsz] Bir şey zarar görmüş olmak
    • "Duvarın boyası gitmiş."
  18. [nsz] Makine, işlemek, çalışmak
    • "Bu saat iyi gidiyor."
  19. [-den] Satılmak
    • "Altın kaçtan gidiyor?" (Sait Faik Abasıyanık)
  20. Yapmak
    • "Para ayarlamasına gitmek."
  21. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak
    • "Bu işin sonu nereye gider."
  22. [yardımcı fiil] Değerlendirmek, saymak, karşılamak
    • "Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti."

GÜVELA

  1. [isim] Açık yeşil, maviye çalan göz rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Karabuğday rengindeki esmer simasının üzerinde bir çift duru bakışlı güvela gözleri vardı." (Ercüment Ekrem Talu)

GEÇMEZ

  1. [sıfat] Kullanımı olmayan
  2. Değerini yitirmiş

GERCÜŞ
...
GRAVÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ağaç, taş veya metal bir levhanın oyularak işlenmesi ve bunun bir yüzeye basılması tekniği
  2. Bu teknikle yapılmış resim

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü