Başında fel olan 25 kelime var. Fel ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde fel olan kelimeler listesine ya da sonu fel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında fel bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
FELSEFECİLİK
FELAKETZEDE, FELDMAREŞAL, FELFELLEMEK
FELEMENKÇE, FELEMENKLİ, FELFELLEME
FELAKETLİ, FELÇLİLİK, FELEKİYAT, FELSEFECİ
FELAHİYE, FELDSPAT, FELEMENK, FELFELEK
FELAKET, FELSEFE, FELSEFİ
FELÇLİ, FELİKS, FELLAH
FELAH, FELEK
FELÇ
FEL
E F L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FEL, LEF
2 Harfli Kelimeler
EL, FE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FELSEFECİLİK
-
-
[isim]
Felsefeci olma durumu
-
[isim]
Felsefeci olma durumu
- FELFELLEMEK
-
-
[nsz]
Eski canlılığını yitirmek
-
Afallamak, şaşırmak
-
Dönen, hareket eden bir cisim, durmadan önce hızını yitirmek
-
[nsz]
Eski canlılığını yitirmek
- FELAKETZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Felakete uğramış kimse
- "Felaketzede bir birader için bu saadet kâfidir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Felakete uğramış kimse
- FELDMAREŞAL
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Alman, Avusturya, İngiliz, Rus ve İsveç askerî hiyerarşisinde en yüksek rütbe
-
[isim]
Alman, Avusturya, İngiliz, Rus ve İsveç askerî hiyerarşisinde en yüksek rütbe
- FELEMENKLİ
- ...
- FELFELLEME
-
-
[isim]
Felfellemek işi
-
[isim]
Felfellemek işi
- FELEMENKÇE
- ...
- FELAKETLİ
-
-
[sıfat]
Felaket getiren
- "İki felaketli muharebe arasındaki..." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Felaket getiren
- FELSEFECİ
-
-
[isim]
Felsefe incelemeleri yapan kimse
-
Felsefe öğretmeni
-
[isim]
Felsefe incelemeleri yapan kimse
- FELÇLİLİK
- ...
- FELEKİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök bilimi
-
[isim]
Gök bilimi
- FELDSPAT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
- FELEMENK
- ...
- FELAHİYE
- ...
- FELFELEK
-
-
[isim]
Küçük bir kelebek türü
- "... sen beni bekle, bir gün seni alırım, diye kıza bir felfelek sokmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu)
-
[isim]
Küçük bir kelebek türü
- FELSEFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Felsefe ile ilgili, felsefeye ilişkin
- "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerden ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Felsefe ile ilgili, felsefeye ilişkin
- FELAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Çok kötü
- "Felaket bir yazı."
-
[sıfat]
Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
- "Bu kız felaket."
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- FELSEFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması
- "Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur." (Necati Cumalı)
- "Sana su şehirlerinin felsefesini yaptım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü
- "Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi."
- "Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır." (Salâh Birsel)
-
Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi
- "Sokrates felsefesi."
-
Dünya görüşü
- "Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız." (Haldun Taner)
-
Bir konuda soyut düşünüş
- "Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması
- FELLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çiftçi
-
Mısır köylüsü
- "Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı." (Refik Halit Karay)
-
Arap
-
[isim]
Çiftçi
- FELÇLİ
-
-
[sıfat]
İnmeli, felç olmuş, mefluç
- "Bütün o nefis yazılarını felçli olarak yazmıştır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İnmeli, felç olmuş, mefluç