Başında fe olan 5 harfli 30 kelime var. Fe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde fe olan kelimeler listesine ya da sonu fe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında fe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FENCİ
-
-
[isim]
Fenle uğraşan kimse
-
Fen konularında ders veren öğretmen
-
[isim]
Fenle uğraşan kimse
- FELAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtuluş, selamet, onma
- "Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kurtuluş, selamet, onma
- FEKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta
-
[isim]
Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta
- FELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- "Oyuna bir de kalender, feleğin çemberinden geçmiş ihtiyar komiser koyacaksınız." (Haldun Taner)
- "Bir gün burada koyu ateş renginde bir hotoz görmüştür ki feleğini şaşırmıştır." (Salâh Birsel)
- "Desenize ki işimiz iş; felekten öyle bir gün çalacağız." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dünya, âlem
-
Talih, baht, şans
- "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı." (Cemil Meriç)
-
Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- FERDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Erte, yarın
- "Ferdası sabah İstanbul trenine bindim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Gelecek zaman, yarın
-
[isim]
Erte, yarın
- FERİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tümgeneral
-
Korgeneral
-
[isim]
Tümgeneral
- FECİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tan vakti
- "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Tan kızıllığı
- "Bu fecir dediğimiz aydınlanmanın başını belli etmek için ak iplikten kara ipliği seçmek kıstas sayılmıştır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Tan vakti
- FETVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge
- "Şimdi müftüye gideceğim, fetva çıkarıp senden boşanacağım." (Aka Gündüz)
-
[isim]
İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge
- FESİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma
- "Fesih kararı."
-
Dağıtma, dağıtılma
- "Parlamentonun feshi."
-
[isim]
Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma
- FERDİ
- ...
- FENOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
- FEHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlama, kavrama
-
[isim]
Anlama, kavrama
- FENNİ
- ...
- FETİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şehir veya ülkeyi savaşarak alma
-
[isim]
Bir şehir veya ülkeyi savaşarak alma
- FENİK
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Alman markının yüzde biri
- "Ömrü boyunca fenik bahşiş almamış postacı, adamın aklını oynatmış olmasından korktu." (Haldun Taner)
-
Çok az para
-
[isim]
Alman markının yüzde biri
- FEYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
-
Artma, çoğalma
-
İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk
- "Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır." (Atatürk)
-
Manevi haz, mutluluk, iç huzuru
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
- FERAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bol, geniş
- "Ferah bir ev."
-
Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer)
- "Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bol, geniş
- FERİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok sevinçli, neşeli
-
[sıfat]
Çok sevinçli, neşeli
- FERAĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme
-
Bir mülkü başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme
- "Fabrikanın ferağ ve intikal muamelesinin ikmal edildiği günün akşamı nikâhımız kıyıldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme
- FETHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstün (II)
-
[isim]
Üstün (II)