Sonunda fat olan 22 kelime var. FAT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde fat olan kelimeler listesine ya da başında fat olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

MÜKEYYİFAT, MÜSAKKAFAT, MÜZAHREFAT

9 Harfli Kelimeler

MÜELLEFAT

8 Harfli Kelimeler

BİSÜLFAT, TAHRİFAT, TANZİFAT, TEŞRİFAT, TEVKİFAT

7 Harfli Kelimeler

HURUFAT, İLTİFAT, KALAFAT, MÜKAFAT, ŞATAFAT, TELEFAT

6 Harfli Kelimeler

ARAFAT, FOSFAT, SÜLFAT



5 Harfli Kelimeler

AHFAT, SIFAT, VEFAT

4 Harfli Kelimeler

AFAT


Kelime bulma makinesi

A F T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AFT

2 Harfli Kelimeler

AF, AT, FA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MÜSAKKAFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzeri damla örtülmüş olan yapılar

MÜZAHREFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Süprüntüler, pislikler
    • "İster misin, yaranın üstüne türlü müzahrefat yapıştırsınlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yalanlar, saptırmalar

MÜKEYYİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Keyif verici, uyuşturucu maddeler

MÜELLEFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazılı eserler

BİSÜLFAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hidrojenli sülfatlar

TEŞRİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Resmî günlerde ve toplantılarda devlet büyüklerinin makam ve mevki sıralarına göre kabulü
  2. Kurallara göre davranma

TANZİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belediyece yaptırılan temizlik işleri

TEVKİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Para konusunda kesintiler

TAHRİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin aslını bozma, değiştirme

HURUFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Harfler
  2. Basımda, baskı işinde kullanılan metal vb. bir maddeden yapılmış harf, rakam veya başka işaret kalıpları
  3. Dizgi işinde kullanılan harf türlerinin bütünü
    • "Hurufatı zengin bir basımevi."

MÜKAFAT
...
KALAFAT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
    • "Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı
  3. Osmanlı İmparatorluğu'nda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
  4. Onarma, tamir etme

TELEFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savaş, kaza vb. sebeplerle uğranılan can kaybı

ŞATAFAT

  1. [isim] Görkem
    • "Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış." (Osman Cemal Kaygılı)

İLTİFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
    • "Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı." (Mahmut Yesari)
    • "İltifat etti, hatırını sordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İlgi gösterme, rağbet etme
    • "Kime iltifat dozunu artırırsa o gerçekten de bir şeyler olurdu." (Çetin Altan)
    • "Akşamki yemeklere iltifat eden çok oldu."
  3. Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir şeye yöneltme
  4. Yüzünü çevirerek bakma

FOSFAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yapay gübre ve bazı ilaçların yapımında kullanılan fosforik asidin tuzu veya esteri

SÜLFAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sülfürik asidin tuzu veya esteri

ARAFAT
...
VEFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölüm
    • "Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi." (Refik Halit Karay)

SIFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
    • "Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder." (Refik Halit Karay)
  2. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad
    • "Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi."
  3. Yüz, kılık ve dış görünüş
    • "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü