Başında f olan 4 harfli 70 kelime var. F harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında f bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva

FIÇI

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap
    • "Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir." (Salâh Birsel)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan

FLOŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Selülozdan yapılan, parlak, bükümsüz iplik

FENA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İyi nitelikte olmayan, kötü
    • "Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." (Burhan Felek)
    • "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı." (Peyami Safa)
  2. Üzücü
    • "Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu koku beni fena etti."
  3. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
    • "Fena bir öğrenci."
  4. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
    • "Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım." (Refik Halit Karay)
  5. Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
    • "Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum." (Peyami Safa)
  6. [zarf] Çok
    • "Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor." (Peyami Safa)

FİLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yün, pamuk vb. ipliklerden düğümlerle oluşmuş ağ
  2. Alışverişte öteberi taşımak için kullanılan, ilmeklerden oluşan ağ torba
  3. Saçların dağılmaması için kullanılan ağ biçiminde örgü

FÖTR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şapka, çanta, çiçek ve başka süs eşyası yapmak için kullanılan ince ve yumuşak keçe
    • "Fötr şapkası, şapkadan başka her şeye benziyor..." (Kemal Tahir)
  2. [sıfat] Bu keçeden yapılmış (şapka)

FİİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş, davranış
    • "Dava insanın, ben daha çok işe yararım kanaatine varması ve bunu fiile koyabilmesidir." (Burhan Felek)
  2. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem

FLOK

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin cıvadrasına çekilen üçgen yelken

FORS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Devlet başkanının bulunduğu yerlere, amirallerin çalıştıkları kuruluşlara veya gemilere, generallerin garnizonlarına ve bu düzeydeki görevlilerin arabalarına çekilen üç veya dört köşeli bayrak
  2. Söz geçirirlik, saygınlık
  3. Gösterişlilik
  4. Gidon

FAVA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek

FEVT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elden çıkma, yitme
  2. Ölme

FELÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnme
    • "Babam kendisine felç geldiği zaman beni affetti ve çağırttı." (Peyami Safa)
    • "Yağmur yüzünden trafik felce uğradı."
    • "Sigara içmeyiz, nikotinin yarın bize yapabileceği fenalıkları düşünmek elimizi felce uğratır." (Peyami Safa)

FÜRU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dallar, kollar, ayrıntılar
  2. Çocuklar, torunlar

FOLK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Halk

FİNO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çok tüylü küçük bir köpek türü
  2. Esrar

FİŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı

FRER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yabancılara ait okullarda görevli papaz
    • "Mektepte arkadaşlarına hükmeden frerlerden hiç korkmadı." (Ömer Seyfettin)

FECİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
    • "İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz." (Aka Gündüz)

FARZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlıkta, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet
    • "Peki, farz edelim ki esas itibarıyla arzunu kabul ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bunun üzerine, işe bir son vermek farz oldu."
    • "Vapurun kahvecisi Kefalonyalı denilen ve kötü bir insan farz olunan biriydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yapmak zorunda kalınan şey, boyun borcu

FLİT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Sinek, sivrisinek vb. böcekleri öldürmek için püskürtülen ilaç
  2. Bu ilacı havaya püskürten araç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü