Başında es olan 7 harfli 34 kelime var. Es ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde es olan kelimeler listesine ya da sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında es bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ESRARLI
-
-
[sıfat]
Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz
- "Aldırmadı, aynı esrarlı ve bir parça alaycı inatla devam etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz
- ESTİRME
-
-
[isim]
Estirmek işi
-
[isim]
Estirmek işi
- ESENLİK
-
-
[isim]
Esen olma durumu, sağlık, afiyet, sıhhat, selamet, hastalık karşıtı
- "Tanrı esenlik versin."
-
[isim]
Esen olma durumu, sağlık, afiyet, sıhhat, selamet, hastalık karşıtı
- ESENLER
- ...
- ESRİTME
-
-
[isim]
Esritmek işi
-
[isim]
Esritmek işi
- ESNEMEK
-
-
[nsz]
Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek
- "Birden çenelerim gerildi. Uzun uzun esnedim." (Ahmet Haşim)
-
Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek
- "Kapılar esnemiş, eğrilmiş; topuzları kaybolmuş." (Refik Halit Karay)
-
Bollaşıp genişlemek
-
[nsz]
Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek
- ESVAPLI
- ...
- ESASSIZ
-
-
[sıfat]
Sağlam bir temele dayanmayan, köksüz, asılsız
- "Esassız bir iş."
-
Doğru olmayan, yalan
- "Bazen bir toplum, olduğu gibi esassız, çok abartılmış, yanlış rivayetlere kapılıp gidiyordu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Sağlam bir temele dayanmayan, köksüz, asılsız
- ESPRİLİ
-
-
[sıfat]
Esprisi olan
- "Kısa ve esprili sunuşlarını bizzat kendi yapardı." (Haldun Taner)
-
Espri yapma niteliğini taşıyan (kimse)
- "Esprili bir zat, insan üç kere ölür demiş: Bir kere memur olunca, bir kere evlenince, bir kere de eceli ile!" (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Esprisi olan
- ESKİDEN
-
-
[zarf]
Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema
- "Maşallah... Seni eskiden tanıyora benziyor." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema
- ESKİMSİ
-
-
[sıfat]
Eskiyi andıran, eskiye benzeyen, eski gibi
-
[sıfat]
Eskiyi andıran, eskiye benzeyen, eski gibi
- ESASTAN
- ...
- ESKİMEK
-
-
[nsz]
Eski duruma gelmek
- "Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yıpranmak
- "Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı." (Tarık Buğra)
-
Yaşlanmak
-
[nsz]
Eski duruma gelmek
- ESERMEK
-
-
[-i]
Bakmak, beslemek, yetiştirmek
-
[-i]
Bakmak, beslemek, yetiştirmek
- ESİRLİK
-
-
[isim]
Esir olma durumu veya süresi, tutsaklık, kölelik
- "Ayaklarımızdaki zincirler, esirliğin ağır ve cefalı şarkılarını söyleyecektir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Esir olma durumu veya süresi, tutsaklık, kölelik
- ESNETME
-
-
[isim]
Esnetmek işi
-
Türlü sebeplerle kısalan kasları açmak ve uzatmak için bağlı bulundukları eklemlerde yapılan esnek, yaylı ve zorlu germe hareketi
-
[isim]
Esnetmek işi
- ESERSİZ
- ...
- ESATİRİ
- ...
- ESKİCİL
- ...
- ESPASLI
-
-
[sıfat]
Basımcılıkta espası olan
-
Aralıklı
-
[sıfat]
Basımcılıkta espası olan