Başında es olan 6 harfli 24 kelime var. Es ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde es olan kelimeler listesine ya da sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında es bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ESKORT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koruma aracı
-
[isim]
Koruma aracı
- ESARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kölelik, tutsaklık, esirlik
- "Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım." (Ahmet Mithat)
-
Boyunduruk
-
Hâkimiyet altında bulunma
-
[isim]
Kölelik, tutsaklık, esirlik
- ESRİME
-
-
[isim]
Sarhoş olma işi
-
[isim]
Sarhoş olma işi
- ESKİCİ
-
-
[isim]
Her türlü eski eşya alım satımıyla uğraşan kimse
-
Eskimiş ayakkabıları onaran kimse
-
[isim]
Her türlü eski eşya alım satımıyla uğraşan kimse
- ESKİME
-
-
[isim]
Eskimek işi
-
[isim]
Eskimek işi
- ESPİYE
- ...
- ESTAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oyma baskı
-
[isim]
Oyma baskı
- ESERME
-
-
[isim]
Esermek işi veya durumu
-
[isim]
Esermek işi veya durumu
- ESTOMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara kalem resimde çizgiyi veya pastel boyasını yaymak için kullanılan, kendi üzerine sarılmış kâğıt veya deri
-
[isim]
Kara kalem resimde çizgiyi veya pastel boyasını yaymak için kullanılan, kendi üzerine sarılmış kâğıt veya deri
- ESASEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Başından, temelinden, kökeninden
-
Zaten
- "Esasen bende kabahat ki sizin gibi dönek insanlarla yola çıkmışım." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Nasıl olsa, gene
- "Esasen, Mediha Hanım gelmese şimdi de hastayı yalnız bırakamayacaktım." (Halide Edip Adıvar)
-
Aslında
-
[zarf]
Başından, temelinden, kökeninden
- ESASLI
-
-
[sıfat]
Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru
- "... gövdesini kuş tüyü yastıkların içine daha esaslı bir tarzda yerleştirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak
- "Konuyu esaslı öğrendi mi?"
-
[sıfat]
Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru
- ESLEME
-
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
- ESEFLİ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü, tasalı, kaygılı
- "Cevat'ın yüreğinde esefli bir duygu başkaldırıyordu." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Üzüntülü, tasalı, kaygılı
- ESPERİ
-
-
[isim]
Ava alıştırılamayan bir tür doğan
-
[isim]
Ava alıştırılamayan bir tür doğan
- ESİRME
-
-
[isim]
Esirmek işi
-
[isim]
Esirmek işi
- ESEFLE
-
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- "Gencecik karısı varken ... diye esefle başını salladı." (Nezihe Araz)
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- ESİRCİ
-
-
[isim]
Köle ve cariye alışverişi yapan kimse
-
[isim]
Köle ve cariye alışverişi yapan kimse
- ESKİMO
- ...
- ESATİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarih öncesi tanrılarının efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini göstermesi bakımından değeri olan hikâyeler, mitoloji
- "Kafamı rüya ve esatirden temizlemek, istiklallerin en güç elde edileni olan fikir istiklaline erişmek için değil mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tarih öncesi tanrılarının efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini göstermesi bakımından değeri olan hikâyeler, mitoloji
- ESKİCE
-
-
Biraz eski, çok yeni olmayan
- "Biraz eskicelerinden seçilmiş olmakla beraber bana yakıştığını küçük kızı bile itiraf etti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Biraz eski, çok yeni olmayan