Başında es olan 5 harfli 25 kelime var. Es ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde es olan kelimeler listesine ya da sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında es bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ESKİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taslak
- "Fuayede eski afişler, eski oyunlarından dekor eskizleri var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taslak
- ESPAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
-
Aralık
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
- ESANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
- "İçlerinden biri, galiba esmerleri, bir esans sürmüştü." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
- ESSAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğru, gerçek
-
[sıfat]
Doğru, gerçek
- ESAMİ
- ...
- ESNEK
-
-
Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki
- "Çelik ve kauçuk çok esnek cisimlerdir."
-
Değişik yorumlara elverişli
-
Görüş ve tutumlarında katı olmayan
-
Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki
- ESAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Adlar, isimler
- "Sen babasının gönlünü ettikten sonra kızın esamesi mi okunur bre usta!" (Orhan Kemal)
-
[isim]
Adlar, isimler
- ESİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dişi tutsak
-
Cariye, dişi köle
-
[isim]
Dişi tutsak
- ESHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Paylar, hisseler
-
Borç alınan bir paranın belirli zamanda ödeneceğini gösteren senetler
- "Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Paylar, hisseler
- ESNAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük sermaye ve zanaat sahibi
- "Kendileri balıkçı olmayıp da balık satan esnafı da severim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kimse
-
Kötü yola sapmış olan kadın
- "Esnaftan bir kadın."
-
[isim]
Küçük sermaye ve zanaat sahibi
- ESRİK
-
-
Sarhoş
-
Sarhoş
- ESVAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Giysi
- "Bütün esvabı bir mintan ve eski bir pantolondan ibaretti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Giysi
- ESMEK
-
-
[nsz]
Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak
- "İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor." (Ahmet Haşim)
-
[-e]
Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek
- "Bu yolculuk size nereden esti?"
-
[nsz]
Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak
- ESTER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Oksijenli asitler ile alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde
-
[isim]
Oksijenli asitler ile alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde
- ESBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebepler, nedenler
-
[isim]
Sebepler, nedenler
- ESRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gizler, sırlar
- "Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Sular büsbütün kararınca Boğaz'ın hayatı da büsbütün esrara dalar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Gizler, sırlar
- ESPRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, nükte
- "İnceliği bu özelliğine de sindiği için esprileri hiçbir zaman harcayıcı olmazdı." (Haldun Taner)
- "Anlattığı fıkralarla yaptığı esprilere kendi asla gülmezdi." (Çetin Altan)
-
Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, nükte
- "Romanın esprisi."
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, nükte
- ESMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Siyaha çalan buğday rengi
-
Kurşuni renk
- "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[sıfat]
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
- "Üzülüyor ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Siyaha çalan buğday rengi
- ESASİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Asal
-
[sıfat]
Asal
- ESLEK
-
-
Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti
-
Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti