Sonunda en olan 5 harfli 114 kelime var. EN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde en olan kelimeler listesine ya da başında en olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EKSEN
-
-
[isim]
Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver
- "Politikacıların kendilerini evrenin ekseni saymamaları gereğini anlamaları için..." (Haldun Taner)
-
Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru
-
Dingil
-
[isim]
Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver
- SÖVEN
-
-
[isim]
Büyük sopa
- "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
-
Çit yapmakta kullanılan büyük kazık
-
[isim]
Büyük sopa
- RUMEN
- ...
- CEREN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ceylan
- "Dedim akça ceren çölde ne gezer ." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Ceylan
- LADEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)
-
Bu bitkiden elde edilen sürme, rastık
-
[isim]
Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)
- MANEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kişinin iç dünyası yönünden, manevi bakımdan, maddeten karşıtı
- "Milletini maddeten ve manen yükseltmek istemeyen adam nasıl samimi Türkçü olabilir." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[zarf]
Kişinin iç dünyası yönünden, manevi bakımdan, maddeten karşıtı
- DÜMEN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça
- "Herhâlde kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Yolun kenarındaki tek tük ağaçlara doğru dümen kırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında." (Orhan Veli Kanık)
- "Başımıza gelenler, son elli yılda ekonominin dümenini elinde tutan sıfırlardan kaynaklanıyor." (Aydın Boysan)
-
Yönetim, idare
-
Dalavere, hile
- "Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi?" (Orhan Kemal)
-
[isim]
Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça
- LÜMEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Işık şiddeti 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akısı
-
[isim]
Işık şiddeti 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akısı
- ÜÇGEN
-
-
[isim]
Üç tepe noktası, üç açısı, üç kenarı olan geometri biçimi, müselles
- "Tabanı otuz metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bu biçimde olan
-
[isim]
Üç tepe noktası, üç açısı, üç kenarı olan geometri biçimi, müselles
- ATFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Mal ederek, yükleyerek
- "Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Mal ederek, yükleyerek
- ELDEN
-
-
[zarf]
Doğrudan
- "Atanma yazımı elden aldım, gidiyorum."
-
Hemen
- "Parayı elden yolladı."
-
[zarf]
Doğrudan
- HALEN
- ...
- YEMEN
- ...
- MESEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- "Anacığı Sait Faik'in tek meseni, en anlayışlı dostu, sır yoldaşı oldu dünyada." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- ROMEN
- ...
- ONGEN
-
-
[isim]
On açısı, on kenarı olan çokgen
-
[isim]
On açısı, on kenarı olan çokgen
- İSMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
- ERKEN
-
-
[zarf]
Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı
- "Sakın geç kalma, erken gel." (Ahmet Rasim)
-
Sabahın ilk saatleri
-
[zarf]
Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı
- NEDEN
-
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
-
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- SÜVEN
-
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama