Başında en olan 5 harfli 16 kelime var. En ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde en olan kelimeler listesine ya da sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında en bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EN, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ENDAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Vücut, beden, boy bos
    • "Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." (Aka Gündüz)

ENZİM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir kimyasal tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran, eriyebilir organik madde

ENGİN

  1. [sıfat] Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi
    • "Bu deniz de sabahın sisi içinde engin, sınırsız bir deniz gibi görünür." (Haldun Taner)
  2. [isim] Açık deniz
    • "Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)

ENÖTE

  1. [isim] Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en uzak noktası

ENDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok az, çok seyrek
    • "Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi." (Burhan Felek)
  2. [zarf] Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde

ENTEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
  2. [isim] Sahte aydın
    • "Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar." (Tomris Uyar)

ENFES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok güzel, en güzel
    • "Eline sağlık, ağacığım, sütlaç enfesti." (Yusuf Ziya Ortaç)

ENSAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

ENKAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yıkıntı, döküntü, çöküntü
    • "Enkaz hâlini bulmuş olan o bina az zaman içinde, boyalı, badanalı, yepyeni meydana çıktı." (Refik Halit Karay)

ENEZE

  1. [sıfat] Cılız, zayıf, güçsüz

ENEME

  1. [isim] Enemek işi

ENSİZ

  1. [sıfat] Eni küçük olan, dar
    • "Bu ensiz tahta köprü altında ince dere." (Enis Behiç Koryürek)

ENLEM

  1. [isim] Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

ENAYİ

  1. [sıfat] Fazla bön, avanak, et kafalı, budala
    • "İyice buldum kafayı, sen daha bulmadıysan enayisin." (Atilla İlhan)

ENGEL

  1. [isim] Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap
    • "Bürokratik engelleri ortadan kaldıracak bir formül aradık ve bulduk." (Haldun Taner)
    • "Yabancı gitmek isteyince ikisi birden engel oldular." (Nezihe Araz)
  2. Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
  3. Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
  4. Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer
  5. Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

ENCAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Son, işin sonu
    • "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
  2. Gelecek
    • "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü