Sonunda emek olan 8 harfli 97 kelime var. EMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde emek olan kelimeler listesine ya da başında emek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

EKME, EMEK, KEME, MEKE

3 Harfli Kelimeler

EKE, KEM

2 Harfli Kelimeler

EK, EM, KE, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KİŞNEMEK

  1. [nsz] At, bağırır gibi yüksek ses çıkarmak
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

BEŞLEMEK

  1. [nsz] Bir işi beş kez yapmak
  2. Bir şeyin sayısını beşe çıkarmak

DİNLEMEK

  1. [-i] İşitmek için kulak vermek
    • "Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak
    • "Beni dinlersen bu işten vazgeç."
  3. Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek
    • "Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler." (Ömer Seyfettin)
  4. Uymak, baş eğmek, itaat etmek

GÜRLEMEK

  1. [nsz] Kalın ve gür ses çıkarmak
    • "Pala bıyıklı adamın sesi kapının önünde gürledi." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Huri'nin anası, doğurduktan sonra bir tifo hastalığında gürleyip gitmişti." (Nabizade Nazım)

ÇÖPLEMEK
...
DERLEMEK

  1. [-i] Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek
    • "Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi." (Oktay Rifat)
    • "Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor." (Necati Cumalı)
  2. Düzgün bir biçimde toplamak

LİFLEMEK

  1. [-i] Vücudu lifle sabunlamak

BAŞYEMEK

  1. [isim] Geleneksel Türk mutfağında çorbadan sonra gelen en önemli yemek

PEYLEMEK

  1. [nsz] Bir şeyi önceden kendine ayırtmak
    • "Ta uçta kendime bir yer peyleyip sineyim derken Gazi seslendi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Temin etmek, sağlamak
  3. Ismarlamak
    • "Günlerce uzak köylerden jandarmalar, şöhretli zağarlar getiriyorlar, kış için tavşan avına tazılar peyliyorlardı." (Refik Halit Karay)

SİSLEMEK
...
YELSEMEK

  1. [nsz] Hava alarak bozulmak, bayatlamak

BESLEMEK

  1. [-i] Yiyecek ve içeceğini sağlamak
    • "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yedirmek
    • "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Semirtmek
  4. Eklemek, katmak, çoğaltmak
    • "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." (Necati Cumalı)
  5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
    • "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Yetiştirmek
    • "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" (Haldun Taner)
  7. Bir duyguyu gönülde yaşatmak
    • "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  8. Maddi yardım yapmak, desteklemek

KEŞLEMEK

  1. [nsz] Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak

DEMLEMEK

  1. [-i] Çayı kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bir süre bekletmek

DÜZLEMEK

  1. [-i] Düz duruma getirmek, tesviye etmek

ÇİTLEMEK

  1. [-i] Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek
  2. Çitle çevirmek

DEPREMEK
...
KEKLEMEK

  1. [-i] Kandırmak

SESLEMEK

  1. [-i] Dinlemek, kulak vermek
  2. Çağırmak

GÜMLEMEK

  1. [nsz] "Güm" diye ses çıkarmak
    • "Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem." (Tomris Uyar)
  2. Sınıfta kalmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü