Sonunda emek olan 8 harfli 97 kelime var. EMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde emek olan kelimeler listesine ya da başında emek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BESLEMEK
-
-
[-i]
Yiyecek ve içeceğini sağlamak
- "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." (Halide Edip Adıvar)
-
Yedirmek
- "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." (Halide Edip Adıvar)
-
Semirtmek
-
Eklemek, katmak, çoğaltmak
- "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." (Necati Cumalı)
-
Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
- "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yetiştirmek
- "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" (Haldun Taner)
-
Bir duyguyu gönülde yaşatmak
- "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Maddi yardım yapmak, desteklemek
-
[-i]
Yiyecek ve içeceğini sağlamak
- DERLEMEK
-
-
[-i]
Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek
- "Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi." (Oktay Rifat)
- "Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor." (Necati Cumalı)
-
Düzgün bir biçimde toplamak
-
[-i]
Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek
- İTELEMEK
-
-
[-i]
Sürekli itmek, arka arkaya itmek, iteklemek
- "Bu, insanı yanlış yollara itelese de bir çıkış noktası bulunmasına omuz verebilir." (Salâh Birsel)
-
[-i]
Sürekli itmek, arka arkaya itmek, iteklemek
- BELLEMEK
-
-
[nsz]
Öğrenip akılda tutmak
- "Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız." (Haldun Taner)
-
Sanmak
- "Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Öğrenip akılda tutmak
- YEMLEMEK
-
-
[-i]
Hayvana yem vermek, beslemek
-
Yem takmak
- "Paraketalarımızı yemledik, çekidüzen verdik..." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bir kimseyi elde edecek, kandıracak biçimde davranmak
- "Harcadığım zamana ve çabaya karşılık elime tek kuruş geçmediği gibi Kâmil Bey'i yemleyebilmek için bir yığın da masrafa girmiştim." (Sulhi Dölek)
-
Toplara ağızotu koymak
-
[-i]
Hayvana yem vermek, beslemek
- PİSLEMEK
-
-
[-i]
Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek
- "Kedi halıya pislemiş."
-
Pisletmek
-
[-i]
Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek
- TEZLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi çabuklaştırmak
-
[-i]
Bir şeyi çabuklaştırmak
- SESLEMEK
-
-
[-i]
Dinlemek, kulak vermek
-
Çağırmak
-
[-i]
Dinlemek, kulak vermek
- PÜFLEMEK
-
-
[-i]
Söndürmek veya soğutmak için üflemek
-
[-i]
Söndürmek veya soğutmak için üflemek
- BEZLEMEK
-
-
[-i]
Bez, kumaş vb. ile örtmek veya kaplamak
-
Çocuğun altına bez koymak, çocuğu belemek
-
[-i]
Bez, kumaş vb. ile örtmek veya kaplamak
- GÜRLEMEK
-
-
[nsz]
Kalın ve gür ses çıkarmak
- "Pala bıyıklı adamın sesi kapının önünde gürledi." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Huri'nin anası, doğurduktan sonra bir tifo hastalığında gürleyip gitmişti." (Nabizade Nazım)
-
[nsz]
Kalın ve gür ses çıkarmak
- GÖZLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek
-
Dikkatle bakmak, tarassut etmek
- "Hava değişikliklerini gözlemek havacılık için önemli bir iştir."
-
İncelemek, araştırmak
-
Gizlice bakmak, gözetlemek
-
Korumak, kollamak
-
[-i]
Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek
- SİSLEMEK
- ...
- ŞİFLEMEK
-
-
[-i]
Pamuğu kozasından ayırmak
-
Mısırı koçanından ayırmak
-
[-i]
Pamuğu kozasından ayırmak
- TEKLEMEK
-
-
[-i]
Sık fideleri seyrekleştirmek
- "Mısırları tekledi."
-
[nsz]
Motorda pistonun biri çalışmamak
- "Motor tekliyor."
-
[nsz]
Tabanca bozulup tutukluk yapmak
-
[nsz]
Kalp düzenli çalışmamak
-
[nsz]
Kekelemek
-
[-i]
Sık fideleri seyrekleştirmek
- CEPLEMEK
-
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- "Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- KÜKREMEK
-
-
[nsz]
Aslan, bağırmak
-
Deniz, nehir kabarmak, taşmak
- "Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım / Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Coşkuyla saldırmak
- "Ordu kükremiş aslan gibiydi."
-
Mayalanıp kabarmak
-
Gür bir biçimde yetişmek
- "Kükredi çimenler, açıldı güller / Al şala bürünür bahçeler, bağlar." (Âşık Veysel)
-
Coşmak, taşkınlık göstermek
- "Tutkuların kükrediği günlerde, akıl sözünü dinletemez ki?" (Nurullah ataç)
-
Kızgınlık ve öfke ile yüksek sesle bağırmak
-
[nsz]
Aslan, bağırmak
- ÇİTLEMEK
-
-
[-i]
Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek
-
Çitle çevirmek
-
[-i]
Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek
- ÇİMLEMEK
-
-
[-i]
Çim ekmek
- "O koca alanı biz kendi elimizle temizledik, düzelttik, çimledik, suladık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Çim ekmek
- EVELEMEK
- ...