Sonunda emek olan 7 harfli 42 kelime var. EMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde emek olan kelimeler listesine ya da başında emek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİŞEMEK
-
-
[nsz]
Diş çıkarmak
-
[nsz]
Diş çıkarmak
- BİLEMEK
-
-
[-i]
Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek
-
Güçlendirmek, etkisini artırmak
-
[-i]
Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek
- DÖŞEMEK
-
-
[-i]
Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak
-
Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek
- "Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik."
-
Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek
- "On parça eşya ile döşeyip süslenmiş yaz evi..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Boru, kablo vb. yerleştirmek
- "Bir taraftan da raylarımızı döşüyorduk." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak
- ÇİSEMEK
-
-
[nsz]
Çiselemek
-
[nsz]
Çiselemek
- ÖKSEMEK
-
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
- İSLEMEK
-
-
[-i]
İse tutup karartmak
-
[-i]
İse tutup karartmak
- ÜNLEMEK
-
-
[-e]
Yüksek sesle çağırmak
- "Mustafa'ya ünle görelim." (Nabizade Nazım)
-
[-i]
Yüksek sesle bildirmek
- "Bir ses sırası gelenin adını ünlüyordu." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Yüksek sesle çağırmak
- KÜREMEK
-
-
[-i]
Kürekle atıp temizlemek, kürelemek, kürümek
-
[-i]
Kürekle atıp temizlemek, kürelemek, kürümek
- BELEMEK
-
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
-
Beşiğe yatırıp bağlamak
-
Bulamak, bulaştırmak
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
- DEMEMEK
-
-
koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak
- "Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." (Burhan Felek)
- "Eskiden saat üç dedi mi paralar dağılmış olurdu." (Orhan Kemal)
- "Dediğimden dışarı çıkarsa kendi bilir."
- "Öyle sevindim ki deme gitsin."
-
koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak
- ESLEMEK
-
-
[-i]
Önem vermek, aldırış etmek
-
[-i]
Önem vermek, aldırış etmek
- DİREMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak
-
[-e]
Direnmek, karşı koymak, inat etmek, ısrar etmek
-
[-i]
Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak
- ÜFLEMEK
-
-
[-e]
Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek, üfürmek
- "İki senedir sigaralarının dumanlarını burnuma üflediği yetmemiş gibi şimdi de bana oyun etmeye kalkışıyor." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermek
- "İdris iskele başında salep güğümünün altındaki eleme kömürlerin küllerini üflüyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Nefesli çalgıları çalmak
- "Arkadaş çalgısını bir iki defa üfledikten sonra döndü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek, üfürmek
- DİLEMEK
-
-
[-i]
Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek
- "Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Duygu, düşünce, dilediğim gibi yaşamak özgürlüğümü korumak isterim." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Biri için bir dilekte bulunmak
- "Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler." (Refik Halit Karay)
-
Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak
-
[-i]
Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek
- BEZEMEK
-
-
[-i]
Süslemek
- "Gördüğü iyiliğe karşılık ikram fazlasından masamızı mezelerin çeşitlisiyle bezedi." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Süslemek
- ÖZLEMEK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
- "Ben bütün hayatımda bu sadeliği özledim." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
- EĞLEMEK
-
-
[-i]
Durdurmak
- "Deveniz gidiyordu eğleyemedim / Kıratın boşanmış bağlayamadım." (Halk türküsü)
-
Oyalamak
- "Beni işler eğledi de vaktinde yetişemedim."
-
Avutmak
-
[-i]
Durdurmak
- EVSEMEK
-
-
[nsz]
Evini, yurdunu özlemek
-
[nsz]
Evini, yurdunu özlemek
- İNLEMEK
-
-
[nsz]
Acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak
- "Elleri bağlı ve çıplak kadın, gözleri kapalı inliyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Gür, uğultulu, yankılı ses çıkarmak
- "Yer gök inlesin."
-
[nsz]
Acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak
- ÜÇLEMEK
-
-
[-i]
Üçe çıkarmak
-
Ürünün üçte birine karşılık, toprağını kiraya vermek
-
Tarlayı üç kez sürmek
-
[-i]
Üçe çıkarmak