Sonunda emek olan 10 harfli 223 kelime var. EMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde emek olan kelimeler listesine ya da başında emek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNDİRGEMEK
-
-
[-e]
Daha kolay ve yalın duruma getirmek
- "Bir iki cümleye indirgersek her roman biraz budur." (Selim İleri)
-
[-i]
Bir maddenin oksijenini alarak oksit özelliğini yok etmek, irca etmek
-
[-i]
Bir işlemi daha kısa veya daha yalın bir biçime sokmak, irca etmek
-
[-e]
Daha kolay ve yalın duruma getirmek
- GENİŞLEMEK
-
-
[nsz]
Geniş duruma gelmek, büyümek
-
Bollaşmak
-
Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak
- "Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı." (Peyami Safa)
-
Yaygın duruma gelmek
- "Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti."
-
[nsz]
Geniş duruma gelmek, büyümek
- ÇİFTELEMEK
-
-
[-i]
Hayvan arka ayaklarıyla tepmek, çifte vurmak
-
[nsz]
Gemi havanın sertleşmesi üzerine ikinci demirini de atmak
-
[-i]
Hayvan arka ayaklarıyla tepmek, çifte vurmak
- KENETLEMEK
-
-
[-i]
Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak
-
Birbirine geçirerek bağlamak
- "Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı." (Peyami Safa)
-
Sıkıca birbirinin üzerine kapamak
- "Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir; ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak
- ÇEYİZLEMEK
- ...
- KEMERLEMEK
-
-
[-i]
Ciltçilikte dikişten sonra kitabın sırtına yuvarlak bir biçim vermek
-
[-i]
Ciltçilikte dikişten sonra kitabın sırtına yuvarlak bir biçim vermek
- ŞEDDELEMEK
- ...
- GÜBRELEMEK
-
-
[-i]
Verimini artırmak için toprağa gübre dökmek
-
[-i]
Verimini artırmak için toprağa gübre dökmek
- BELİRLEMEK
-
-
[-i]
Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek
- "Künyesi bile daha doğarken onun yönünü belirlemiş gibi idi." (Haldun Taner)
-
Yeni bir kavramı, özünü oluşturan ögeleri açıklayarak tanımlamak, sınırlamak
-
Bir kavramı, ayırıcı bir öge ekleyerek sınırlamak, kapsam bakımından daraltmak, genellemek karşıtı
-
[-i]
Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek
- SİKLEMEMEK
-
-
[-i]
Değer ve önem vermemek, aldırış etmemek
-
[-i]
Değer ve önem vermemek, aldırış etmemek
- FİTİLLEMEK
-
-
[-i]
Fişek, dinamit vb. patlayıcı maddelerin fitilini ateşlemek
-
Birini kızdırmak veya kışkırtmak, fitil vermek
-
[-i]
Fişek, dinamit vb. patlayıcı maddelerin fitilini ateşlemek
- VERGİLEMEK
-
-
[nsz]
Vergi koymak
-
[nsz]
Vergi koymak
- DÜDÜKLEMEK
-
-
[-i]
Aldatmak, kandırmak
-
Değersiz bir şeyi çok değerliymiş gibi birine satmak
-
Cinsel ilişkide bulunmak
-
[-i]
Aldatmak, kandırmak
- MADDELEMEK
-
-
[-i]
Madde madde yazmak
-
[-i]
Madde madde yazmak
- GEÇERLEMEK
-
-
[-i]
Geçerliğini sağlamak, onaylamak, konfirme etmek
-
[-i]
Geçerliğini sağlamak, onaylamak, konfirme etmek
- TEKMELEMEK
-
-
[-i]
Tekme vurmak, tekme atmak
- "Ayağımın ucuna ne gelirse çiğniyor, tekmeliyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Tekme vurmak, tekme atmak
- ÇEVRİLEMEK
-
-
[-i]
Çevriye uğratmak, tevil etmek
-
[-i]
Çevriye uğratmak, tevil etmek
- LANETLEMEK
-
-
[-i]
Kargımak, beddua etmek, lanet etmek
-
Tanrı, merhametinden yoksun bırakmak
-
Dinden kovmak
-
[-i]
Kargımak, beddua etmek, lanet etmek
- DÖKÜMLEMEK
-
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
- ÜSTÜNSEMEK
-
-
[-i]
Üstün, iyi, yeğlenir olduğuna inanmak
- "Belki de loşluğu üstünseyen Zeyno, mumu yakmış, yorganın üstünde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Üstün, iyi, yeğlenir olduğuna inanmak