Sonunda em olan 5 harfli 49 kelime var. EM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde em olan kelimeler listesine ya da başında em olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MADEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
"Değil mi ki, -diği için, -diğine göre" anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki
- "Bakma sen madem tanıdıkmış, bulur bir çaresini." (Çetin Altan)
-
[bağlaç]
"Değil mi ki, -diği için, -diğine göre" anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki
- KADEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayak, adım
-
Fut
- "On kadem uzunluğunda."
-
Uğur
-
[isim]
Ayak, adım
- ŞİLEM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun
-
[isim]
Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun
- KEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- "Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul." (Karacaoğlan)
-
Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
- "Bir başka kerem beklemez artık gelecekten." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- ELZEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok gerekli, vazgeçilmez
- "... sizde oksijen tüpü vardı sanırım, krizin yenilenmesi hâlinde el altında bulundurulması elzem..." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok gerekli, vazgeçilmez
- ALLEM
-
-
[isim]
"Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak" anlamıyla allem etmek kallem etmek deyiminde geçen bir söz
- "İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar." (Haldun Taner)
-
[isim]
"Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak" anlamıyla allem etmek kallem etmek deyiminde geçen bir söz
- DÖŞEM
-
-
[isim]
Tesisat, donanım
- "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."
-
[isim]
Tesisat, donanım
- SİTEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- "Millî Mücadelenin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- İSTEM
-
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
-
Tüketicinin piyasadan mal çekmesi
-
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
- İZLEM
-
-
[isim]
İzleme işi, izleme, takip
-
Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol, strateji
-
[isim]
İzleme işi, izleme, takip
- EPSEM
- ...
- FONEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ses birimi
-
[isim]
Ses birimi
- EYLEM
-
-
[isim]
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
- "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez." (Anayasa)
- "Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz." (Anayasa)
-
Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası
- "Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı." (Atilla İlhan)
-
Fiil
-
[isim]
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
- MODEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çevirge
-
[isim]
Çevirge
- KIDEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir görevde rütbece eskilik
- "Ali Fuad Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir görevde geçirilen süre
-
[isim]
Bir görevde rütbece eskilik
- GİZEM
-
-
[isim]
Sır
-
[isim]
Sır
- GÖĞEM
-
-
[isim]
Yeşile çalan mor renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Yeşile çalan mor renk
- HAKEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi
-
Belirli bir konudan iyi anlayan kimse
-
Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse
-
Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse
- "Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi
- İÇLEM
-
-
[isim]
Bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü, tazammun
- "Kuş sözcüğü bize canlı, havada uçan ve öten bir varlık anlatır; şu hâlde canlılık, uçuculuk ve ötücülük kuş kavramının içlemine giren niteliklerdir. Kartal, kırlangıç, tavuk ve öbür kuşlar ise birer kuş cinsi olduklarından bunun içlemini oluştururlar."
-
Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey
- "Onları gözünde büyüterek bilmem hangi gizli dinin esrarlı yasakları gibi gören, içlemlerini ve niteliklerini değiştiren benim." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü, tazammun
- TELEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç
-
[isim]
Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç