Sonunda ek olan 8 harfli 449 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ADDETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Saymak
- "Üftade artık meseleyi kapanmış addediyor." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Saymak
- DİZLEMEK
-
-
[-i]
Dize kadar batmak
-
Dizini kullanarak bastırmak
-
[-i]
Dize kadar batmak
- GEZİLMEK
-
-
[nsz]
Gezme işi yapılmak, dolaşılmak
- "Bugün müzeler gezildi. Bu kılıkla sokakta gezilmez."
-
[nsz]
Gezme işi yapılmak, dolaşılmak
- KÜLLEMEK
-
-
[-i]
Genellikle ateşin üzerini külle örtmek
-
Bir acıyı, bir sıkıntıyı unutturmak
-
[-i]
Genellikle ateşin üzerini külle örtmek
- GEÇİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirinin içine geçip karışmak, tedahül etmek
-
[nsz]
Birbirinin içine geçip karışmak, tedahül etmek
- KEŞLEMEK
-
-
[nsz]
Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak
-
[nsz]
Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak
- BELETMEK
-
-
[-i]
Kundaklatmak
-
[-i]
Kundaklatmak
- GETİRMEK
-
-
Gelmesini sağlamak
- "Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-de]
Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak
-
[-i]
Erişmek veya eriştiğini sanmak
- "Baharı getirdik."
-
[nsz]
İleri sürmek
- "Örnek getirmek."
-
[nsz]
Sebep olmak, ortaya çıkarmak
- "Bu rüzgâr kar getirir."
-
[-i]
İletmek, bildirmek
- "Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Sağlamak
- "Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse." (Ömer Seyfettin)
-
Bir makama atamak veya seçmek
-
[yardımcı fiil]
Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar
- "Ateh getirmek. Nedamet getirmek."
-
Gelmesini sağlamak
- SÖMÜRMEK
-
-
[-i]
Yiyecek içeceğin hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek
-
Dudaklarını yapıştırarak soluğu ile çekip içmek
-
Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak
-
Bir ulus veya devlet, diğer bir ulusun veya devletin doğal kaynaklarından, ekonomik değerlerinden çıkar sağlamak
-
Bir kimseden veya bir şeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak
- "Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır." (Haldun Taner)
-
[-i]
Yiyecek içeceğin hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek
- DİRİLMEK
-
-
[nsz]
Güçlenip canlanmak
- "Bir bardak suyu içince dirildi."
-
Bitki solmuş, pörsümüş durumdayken yeniden canlılık kazanmak, diri duruma gelmek
-
Hasta yeniden sağlığını kazanmak, iyileşmek
-
Öldüğü sanılan şey canlılık kazanmak
- "Masal bu, ölüyken dirilmiş, kabirden dışarı atlamış insanların masalı." (Peyami Safa)
-
Yeniden etkin olmak, geçerli duruma gelmek
- "Aruz ölçüsü bir gün yeniden dirilecek mi bilmiyorum." (Nurullah ataç)
-
[nsz]
Güçlenip canlanmak
- GÖÇERMEK
-
-
[-i]
Bir kimseden diğer kimseye geçirmek, havale etmek, devretmek
- "Arkadaşım işini bana göçerdi."
-
Bitkileri yerinden, çıkarıp başka yere dikmek, değiştirmek, göçürmek
-
[-i]
Bir kimseden diğer kimseye geçirmek, havale etmek, devretmek
- YELSEMEK
-
-
[nsz]
Hava alarak bozulmak, bayatlamak
-
[nsz]
Hava alarak bozulmak, bayatlamak
- İVDİRMEK
-
-
[-i]
Hareket durumunda olan bir nesnenin hareketini çabuklaştırmak
-
[-i]
Hareket durumunda olan bir nesnenin hareketini çabuklaştırmak
- ÖLÇÜNMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
-
[-i]
Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
- SÖYLEMEK
-
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- "Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir vakitler aralarında su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı." (Haldun Taner)
-
Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak
- "Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yapılmasını istemek
- "Biraz sonra nazırın yine beni istediğini söylediler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Türkü, şarkı vb. okumak
- "Kanto söyler gibi hareketler ve taklitlerle söylediği şarkılar pek eğlenceli şeylerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Yazmak, düzmek
- "Şiir söylemek."
-
[-e]
Haber vermek
- "Benim burada nasıl yaşadığımı görenler gidip babama da söylerler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Önceden bildirmek, tahmin etmek
- "Bir değil iki tane olduğunu size söylemiştim." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak
- "Ne söyler bu türküler / Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- YÖNELMEK
-
-
[-e]
Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek
-
Amaç olarak benimsemek
- "Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Hedef almak
- "Suçlamalar bana yöneldi."
-
[-e]
Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek
- DÜŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
- EĞELEMEK
-
-
[-i]
Eğe ile düzleştirmek, aşındırmak
-
[-i]
Eğe ile düzleştirmek, aşındırmak
- FİTLEMEK
-
-
[-i]
Birini, başkasına karşı kışkırtmak, fitnelemek
-
[-i]
Birini, başkasına karşı kışkırtmak, fitnelemek
- EŞTİRMEK
-
-
[-i]
Eşmesini sağlamak
-
[-i]
Eşmesini sağlamak