Sonunda ek olan 8 harfli 449 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELENMEK
-
-
[-e]
Kundaklanmak
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Bulanmak, bulaşmak, örtülmek
- "Ben yere yığılıp kafam kanlara belenince..." (Refik Erduran)
-
[-e]
Kundaklanmak
- İŞLETMEK
-
-
[-i]
İşlemesini sağlamak, çalıştırmak
- "Trenlerimizi odunla işletiyorduk." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak
- "O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Üzerine işleme yaptırmak
- "Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler ... satın alıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Şaka ve birtakım yalanlarla sezdirmeden birini kandırmak veya onunla eğlenmek
- "Sana yalan söylemişler, dalga geçmişler, işletmişler seni." (Atilla İlhan)
-
[-i]
İşlemesini sağlamak, çalıştırmak
- DERİŞMEK
-
-
[nsz]
Bir nokta dolayında toplanmak, temerküz etmek
-
Bir sıvı, içindeki su veya sıvı miktarı azalarak koyulaşmak, tekâsüf etmek
-
[nsz]
Bir nokta dolayında toplanmak, temerküz etmek
- DÖVÜNMEK
-
-
[nsz]
Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek
- "Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu." (Aka Gündüz)
-
Çok üzülmek
- "Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum." (Nurullah ataç)
-
[nsz]
Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek
- SEMİRMEK
-
-
[nsz]
Besili, yağlı bir duruma gelmek, semizlemek, şişmanlamak
-
[nsz]
Besili, yağlı bir duruma gelmek, semizlemek, şişmanlamak
- PİÇSİNEK
-
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
- PİSLEMEK
-
-
[-i]
Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek
- "Kedi halıya pislemiş."
-
Pisletmek
-
[-i]
Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek
- CEPLEMEK
-
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- "Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- GİZLEMEK
-
-
[-i]
Saklamak, görünmeyecek, belli olmayacak bir yere veya bir duruma koymak
- "Siperleri çalılarla örterek uçaklardan gizlediler."
-
Beneklerle, çizgilerle veya renklerle bezeyerek bir şeyi bulunduğu çevreye uydurmak, alalamak, peçelemek, kamufle etmek
-
Bilerek ve isteyerek bir olguyu haber vermemek
- "Bu işi babasından gizlemiş ama ablasına açmıştır." (Haldun Taner)
-
[-i]
Saklamak, görünmeyecek, belli olmayacak bir yere veya bir duruma koymak
- GÜMLEMEK
-
-
[nsz]
"Güm" diye ses çıkarmak
- "Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem." (Tomris Uyar)
-
Sınıfta kalmak
-
[nsz]
"Güm" diye ses çıkarmak
- İZLENMEK
-
-
[nsz]
İzleme işi yapılmak, takip edilmek
-
[nsz]
İzleme işi yapılmak, takip edilmek
- ÇEKİLMEK
-
-
[nsz]
Çekme işi yapılmak
- "Ağlar çekiliyor dalyanlarda." (Orhan Veli Kanık)
-
[-e]
Kendini geriye veya bir yana çekmek
-
[-den]
Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek
- "Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim." (Tarık Buğra)
-
Azalmak
-
Yok olmak
- "İneğin sütü çekildi."
-
[-e]
Bir yere geçmek
- "Bir köşeye çekilerek ben de bir çay getirttim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak
- "Dükkân karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayak takımı her gün artıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Geri gitmek, ricat etmek
- "Türklerin çekilmesiyle beraber hain ve zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Katılmamak, vazgeçmek
- "Yarışmadan çekildi."
-
Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek
- "Çekilmez dert."
-
Tartılmak
-
[nsz]
Çekme işi yapılmak
- DİZİLMEK
-
-
[-e]
Dizi durumuna getirilmek, dizme işi yapılmak
- "Yazılar dizilecek, sayfalar bağlanacak, makineye verilecekti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Sıraya girmek
-
[-e]
Dizi durumuna getirilmek, dizme işi yapılmak
- KEMİRDEK
-
-
[isim]
Kuyruğun iskeleti
-
[isim]
Kuyruğun iskeleti
- ÖLÇERMEK
-
-
[-i]
Sönmekte olan ateşi, lambayı canlandırmak
-
[-i]
Sönmekte olan ateşi, lambayı canlandırmak
- YENİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini yenmeye çalışmak
-
Çekişmek
- "... nasıl da bir darılır, bir barışır, yenişirdik. Hoştu doğrusu..." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Birbirini yenmeye çalışmak
- AZLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak
- "Beni bir daha devlet işlerinde kullanılmamak üzere azlettiler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak
- BİRLEMEK
-
-
[-i]
Bir etmek, tek duruma getirmek
-
Tanrı'nın birliğini dile getirmek
-
[-i]
Bir etmek, tek duruma getirmek
- DENETMEK
-
-
[-i]
Denemesini sağlamak
-
[-i]
Denemesini sağlamak
- DİLİNMEK
-
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak