Sonunda ek olan 6 harfli 172 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TÜTMEK

  1. [nsz] Duman veya buhar çıkarmak
    • "Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti." (Haldun Taner)
  2. Dumanı geri vermek
    • "Kahvelerin içi tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yaşamak, varlığını sürdürmek
    • "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
  4. İyi veya kötü kokmak

BEZMEK

  1. [-den] Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak
    • "Kibrit kullanmaktan bezdiğimiz için bir eski çakmakla gazı yakmaktayız." (Burhan Felek)

ÇÖĞMEK

  1. [nsz] Alçalmak, aşağıya inmek

BELLEK

  1. [isim] Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
    • "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
  2. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm

DELMEK

  1. [-i] Delik açmak, delik duruma getirmek
    • "Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü." (Peyami Safa)
  2. İncitmek, kırmak

MAHREK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yörünge

PİŞMEK

  1. [nsz] Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
    • "Börek geç pişer."
    • "Biz olanca gücümüzle Batılılaşmaya çalışırken senin bu düşüncelerin pişmiş aşa soğuk su katıyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Büyük kalabalığa varana kadar sanat eserinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmemiştir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek
    • "Tuğla, çanak çömlek özel ocaklarda pişer."
  3. Meyve olgun duruma gelmek
    • "... yere düşenlerin beraberce yenmesine önce ses çıkarmadılar fakat yemişler pişip tatlılaşınca iş değişti." (Refik Halit Karay)
  4. Pişik oluşmak
    • "Çocuğun apış arası pişmiş."
  5. Bir konuyu iyice öğrenmek
  6. İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek
    • "Ama ticarette küçükten pişmek lazım." (Sait Faik Abasıyanık)
  7. Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak
  8. Bunalacak kadar sıcaklık duymak

SEVMEK

  1. [-i] Sevgi ve bağlılık duymak
    • "Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek
    • "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir." (Atilla İlhan)
  3. Çok hoşlanmak
    • "Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi." (Refik Halit Karay)
  4. Okşamak
  5. Yerini, şartlarını uygun bulmak
    • "Bu ağaç nemli ortamı sever."

GÜRLEK

  1. [isim] Çağlayan

YELTEK

  1. [sıfat] Hercai

GÜZLEK

  1. [isim] Güz yağmuru
  2. Güz mevsiminin geçirildiği yer
  3. Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera

BESLEK

  1. [isim] Besleme, hizmetçi, ahretlik

İRKMEK

  1. [nsz] Birikmek
  2. Biriktirmek, toplamak
  3. Tiksinmek

MERCEK

  1. [isim] İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens

ÇÖMLEK

  1. [isim] Toprak tencere
    • "Elinde bir çömlek sadeyağla gelip pazar yerine oturduğu görülmüş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

EŞELEK

  1. [isim] Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü

LEVREK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax)

DEĞNEK

  1. [isim] Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak
    • "Testiyi bir eline, değneğini ötekine alır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Değnekle atılan dayak

BÜZMEK

  1. [-i] Buruşturarak, sıkıştırarak veya kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve hacmini küçültmek
    • "Herkesin ağzı torba değil ki çekip büzesiniz." (Burhan Felek)
  2. Kısmak
  3. Kapatmak, dedikodu yapılmasına engel olmak

ŞİŞMEK

  1. [nsz] İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek
    • "Balon şişti."
  2. Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek
    • "Tahta, su emerek şişer."
  3. Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak
    • "İhtiyar kadın sabahın bu saatinde, ağlamaktan şişmiş gözlerim, sararmış yüzümle beni görünce şaşırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak
  5. Gururlanmak, büyüklenmek
  6. Utanmak, mahcup olmak
    • "Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi?"
  7. Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü