Sonunda e olan 4 harfli 295 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AMME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kamu

OBJE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Nesne
    • "Şimdi bunlar sırf müzelik birer obje olarak duruyorlar." (Haldun Taner)

SADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz
    • "İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Şeker katılmamış (kahve)
    • "Sade kahve."
  3. [zarf] (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece
    • "Hem düşünmeli ki insan kısmı sade para ile doymaz." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)
    • "Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÇENE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını saplayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad
    • "Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Komşu kadınlar akşam yemeğinden sonra onun etrafında toplanırlar, geç vakitlere kadar çene çalarlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sabahtan akşama kadar uyukluyorsun, gece olunca çenen açılıyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hasta aksırır gibi bir ses çıkardı. Döndü, baktı; -Ne istiyor?... dedi, ağa cevap vermedi. Çenesi atıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
  3. Çok konuşma huyu, gevezelik
    • "Sende de çene var ha!"
  4. Köşe

KAŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllaçtan küçük kap
    • "Cebinden bir hap kutusu çıkarıp iki kaşeyi bir arada yuttu." (Haldun Taner)

ARŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
  2. Keman yayı

MEME

  1. [isim] Yavrularını emzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan, meme başı denilen çıkıntıları olan organ, bicik, emcek, emcik
    • "Genç kadın arkasını dönerek göğsünü açtı ve özenle meme vermeye başladı." (Aka Gündüz)
  2. Bazı araçların meme başına benzeyen bölümü
    • "Tam topu şişirmiş, memesini bağlıyordu." (Rıfat Ilgaz)
  3. Vücudun herhangi bir yerinde oluşmuş küçük çıkıntı
    • "O, sağ elinin parmaklarını bükerek kulak memesinin altına koymuş, ağzı açıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Ateşli silahların veya bazı patlayıcıların ateşlendiği çıkıntı
    • "Tüfek memesi."
  5. Gemi çıpasında kolların birleştiği şişkin yer

ÖKÇE

  1. [isim] Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek bölümü, topuk
    • "Ökçesi yenmiş ayakkabıların üstünde çamurlu paçaları lime lime sarkıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Topuğun arka bölümü
  3. Saban demirinin geçtiği ağaç parçası

ÖRGE

  1. [isim] Motif

BÖLE

  1. [isim] Kuzen
  2. Kuzin

GALE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti

SAKE

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı

MEKE

  1. [isim] Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği
  2. Alt çene
  3. Çocukların oyun oynadıkları küçük ve yassı taş
  4. Sönmüş yanardağ
  5. Mısır ve tanesi
  6. Mısır unundan yapılan ekmek

KÜRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
  2. Yeryüzü, dünya
    • "Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ACVE
...
AİLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik
  2. Karı, koca ve çocuklardan oluşan topluluk
    • "En büyük cevizin altını kalabalıkça bir aile kaplamıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü
    • "Bizim ailenin Mısır'la olan münasebetini bilirsiniz, belki..." (Haldun Taner)
  4. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü
  5. Eş, karı
  6. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  7. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu

İŞTE

  1. [edat] Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık
    • "Hani kitap? - İşte size anlattığım adam. İşte, korktuğum başıma geldi."
  2. Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir
    • "İşte bütün manzara budur!" (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılan bir söz
    • "Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte." (Necati Cumalı)

KEFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Terazi gözlerinden her biri

NİYE

  1. [zarf] Niçin, neden
    • "Sen bana niye söylemedin, sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)

NENE

  1. [isim] Anne
  2. Nine

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü