Başında dü olan 8 harfli 56 kelime var. Dü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dü olan kelimeler listesine ya da sonu dü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Düzme işine konu olmak veya düzme işi yapılmak
- "O araba önde, öteki arabalar arkada, süvariler ve yayalar yola düzüldüler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Düzme işine konu olmak veya düzme işi yapılmak
- DÜZELTME
-
-
[isim]
Düzeltmek işi, tashih
-
Reform, iyileştirme, ıslahat
-
Düzelti
-
[isim]
Düzeltmek işi, tashih
- DÜMENSİZ
-
-
[sıfat]
Dümeni olmayan
- "Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Dümeni olmayan
- DÜŞÇÜLÜK
-
-
[isim]
Düşçü olma durumu
-
Bilincin zayıflamasıyla ortaya çıkan bir ruh bozukluğu durumu
-
[isim]
Düşçü olma durumu
- DÜŞÜNMEK
-
-
[-i]
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- "Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik." (Çetin Altan)
- "Düşünün taşının, yarın öbür gün cevap ve imza bekliyoruz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[-de]
Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek
- "Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Zihniyle arayıp bulmak
- "Bu iş için ben bir çare düşündüm."
-
Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak
- "Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün."
-
Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek
- "Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tasarlamak
- "Yola çıkmayı düşünüyorum."
-
[nsz]
Tasalanmak, kaygılanmak
- "Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur."
-
[nsz]
Farz etmek
-
[-i]
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- DÜMBELEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ağzına deri gerilmiş, çanak biçiminde, darbukaya benzer bir çeşit çalgı
-
[sıfat]
Anlayışsız, sersem
-
[isim]
Ağzına deri gerilmiş, çanak biçiminde, darbukaya benzer bir çeşit çalgı
- DÜĞMESİZ
-
-
[sıfat]
Düğmesi olmayan
- "Üstüne boynundan geçen, düğmesiz, yamalı ve partal bir yelek geçirmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Düğme ile tutturulamayan
-
[sıfat]
Düğmesi olmayan
- DÜŞMANCA
-
-
[sıfat]
Düşman gibi, düşmana yakışır
-
Düşman gibi, düşmana yakışır biçimde, antagonist
- "Düşmanca davranmak."
-
[sıfat]
Düşman gibi, düşmana yakışır
- DÜŞÜNSEL
-
-
[sıfat]
Düşünce ile ilgili, düşünce sonucu ortaya çıkan, düşünceye dayanan, fikrî
- "Düşünsel düzeyini de bildiğine göre, öyle uzun boylu bir hazırlık yapması gerekmezdi." (Tahsin Yücel)
-
[sıfat]
Düşünce ile ilgili, düşünce sonucu ortaya çıkan, düşünceye dayanan, fikrî
- DÜZGÜSEL
-
-
[sıfat]
Kurallarla, yasalarla ilgili olan, kural, yasa koyan, normatif
-
Belirlenmiş kalıplar içinde olan, normatif
-
[sıfat]
Kurallarla, yasalarla ilgili olan, kural, yasa koyan, normatif
- DÜZLEMEK
-
-
[-i]
Düz duruma getirmek, tesviye etmek
-
[-i]
Düz duruma getirmek, tesviye etmek
- DÜZDÜRME
- ...
- DÜZGÜNCE
- ...
- DÜRTÜLME
-
-
[isim]
Dürtülmek işi
-
[isim]
Dürtülmek işi
- DÜZLENME
-
-
[isim]
Düzlenmek durumu
-
[isim]
Düzlenmek durumu
- DÜMENEVİ
-
-
[isim]
Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik
-
[isim]
Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik
- DÜZELMEK
-
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- "Burada toprak basıla basıla düzelmiş."
-
Kötü, bozulmuş bir durumdayken düzenli duruma gelmek
- "İşler düzeldi. Vapur seferleri düzeldi."
-
Soğuk ve yağış azalmak
-
Hasta iyileşmek
- "Sen merak etme, yavrucak yakında düzelir." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- DÜZLETME
-
-
[isim]
Düzeltmek işi
-
[isim]
Düzeltmek işi
- DÜNYAEVİ
-
-
[isim]
Evlilik
- "Yaşları daha genç görünüyor fakat buralarda yapılan ilk iş eli ekmek tutar tutmaz dünyaevine girmek olduğu için kim bilir kaç sene evvel evlendiler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Evlilik
- DÜŞEYLİK
-
-
[isim]
Düşey olma durumu veya düşey durumda bulunan bir cismin özelliği
-
[isim]
Düşey olma durumu veya düşey durumda bulunan bir cismin özelliği