Sonunda dam olan 19 kelime var. DAM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dam olan kelimeler listesine ya da başında dam olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ASILMIŞADAM
AMSTERDAM, ARZIENDAM
İSTİHDAM
ÇİMADAM, İNHİDAM, MAKADAM
DİPDAM, ISIDAM, SAYDAM, YORDAM
ÇIDAM, CUDAM, ENDAM, İKDAM, MADAM
ADAM, İDAM
DAM
A D M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAM
2 Harfli Kelimeler
AD, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASILMIŞADAM
-
-
[isim]
Salepgillerden, çiçekleri asılmış bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki
-
[isim]
Salepgillerden, çiçekleri asılmış bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki
- ARZIENDAM
- ...
- AMSTERDAM
- ...
- İSTİHDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir görevde, bir işte kullanma
-
[isim]
Bir görevde, bir işte kullanma
- ÇİMADAM
- ...
- İNHİDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çökme, yıkılma
-
[isim]
Çökme, yıkılma
- MAKADAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yolların kaplanması için genellikle 4-7 cm arasında parçalara bölünmüş taş
-
Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol
-
[isim]
Yolların kaplanması için genellikle 4-7 cm arasında parçalara bölünmüş taş
- ISIDAM
-
-
[isim]
Hamam
-
[isim]
Hamam
- YORDAM
-
-
[isim]
Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke
-
Kılavuz, yardımcı
-
Çalım
-
Çeviklik, çabukluk
-
[isim]
Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke
- DİPDAM
-
-
[isim]
Hapishane
- "Meyrem'im Meyrem'im çakır Meyrem'im / Senin için dipdamları boylarım." (Halk türküsü)
-
[isim]
Hapishane
- SAYDAM
-
-
[sıfat]
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf
- "Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
-
[isim]
Diyapozitif
-
[isim]
Asetat
-
Açık seçik, belirgin
- "Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı."
-
[sıfat]
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf
- İKDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
- ÇIDAM
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Sabır
-
[isim]
Sabır
- MADAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fransa'da evli kadınlara verilen san
-
Türkiye'de Müslüman olmayan evli kadın
-
[isim]
Fransa'da evli kadınlara verilen san
- ENDAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos
- "Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos
- CUDAM
-
-
[isim]
Beceriksiz, güçsüz, görgüsüz kimse
- "Adam değil, cudam!"
-
[isim]
Beceriksiz, güçsüz, görgüsüz kimse
- ADAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan
- "Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Anasını durmadan nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu." (Refik Halit Karay)
- "İşimiz adamına düştü de kolayca yapıldı."
-
Erkek kişi, kadın karşıtı
- "İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi."
-
Birinin yanında ve işinde bulunan kimse
- "Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar." (Kemal Tahir)
-
Birinin yararlandığı, kullandığı kimse
- "Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı." (Cemil Meriç)
-
Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı
- "O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez."
-
Görevli kimse
- "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse." (Refik Halit Karay)
-
İyi huylu, güvenilir kimse
- "Amcam, güngörmüş bir adamdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir alanda derin bilgisi olan kimse
- "Bir sanatçının, bilim adamının düşünmek için bol zamana ihtiyacı vardır." (Haldun Taner)
-
Bir alanı benimseyen kimse
-
[ünlem]
Bir şeyin önemsenmediği anlatılmak istendiğinde kullanılan söz
- "Adam, vazgeç!"
-
Eş, koca
-
[isim]
İnsan
- İDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölüm cezası
-
Ölüm cezası verilen kimseye uygulanan infaz işlemi
-
[isim]
Ölüm cezası
- DAM
-
-
[isim]
Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm
- "Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Damdan düşer gibi birdenbire söyleyecek, açacak olursam itiraz eder." (Mahmut Yesari)
-
Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi
- "Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti." (Nabizade Nazım)
-
Tutukevi
-
Ahır
- "At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm