Başında dalga olan 21 kelime var. Dalga ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dalga olan kelimeler listesine ya da sonu dalga ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dalga bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DALGALANABİLMEK, DALGALANDIRILMA, DALGALANIVERMEK
DALGALANABİLME, DALGALANDIRMAK, DALGALANIVERME
DALGALANDIRIŞ, DALGALANDIRMA
DALGALANMAK, DALGASIZLIK
DALGACILIK, DALGAKIRAN, DALGALANIŞ, DALGALANMA, DALGAÖLÇER, DALGASIZCA
DALGACIK, DALGASIZ
DALGACI, DALGALI
DALGA
A A D G L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
DALGA
4 Harfli Kelimeler
GALA
3 Harfli Kelimeler
ADA, ALA, ALG, DAL
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DALGALANIVERMEK
- ...
- DALGALANDIRILMA
-
-
[isim]
Dalgalandırılmak işi
-
[isim]
Dalgalandırılmak işi
- DALGALANABİLMEK
-
-
[nsz]
Dalgalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[nsz]
Dalgalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
- DALGALANIVERME
- ...
- DALGALANABİLME
-
-
[isim]
Dalgalanabilmek işi
-
[isim]
Dalgalanabilmek işi
- DALGALANDIRMAK
-
-
[-i]
Dalgalı duruma getirmek
-
[-i]
Dalgalı duruma getirmek
- DALGALANDIRIŞ
-
-
[isim]
Dalgalandırma işi veya biçimi
-
[isim]
Dalgalandırma işi veya biçimi
- DALGALANDIRMA
-
-
[isim]
Dalgalandırmak işi
-
[isim]
Dalgalandırmak işi
- DALGASIZLIK
- ...
- DALGALANMAK
-
-
[nsz]
Üzerinde dalga oluşmak
- "Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı." (Haldun Taner)
-
Renk, ton değiştirmek
-
Hareketli olmak, kıpırdamak
- "Yolun kenarlarında eğrelti otları tilki kürkü gibi dalgalanıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Üzerinde dalga oluşmak
- DALGALANIŞ
-
-
[isim]
Dalgalanma işi veya biçimi
- "Yemekte fazla şarap içmiş olduğunu hissettim; bir dalgalanış, sesini parlatıp söndürüyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Dalgalanma işi veya biçimi
- DALGAÖLÇER
-
-
[isim]
Oluşan dalgaların yüksekliğini ve derinliğini ölçen alet
-
[isim]
Oluşan dalgaların yüksekliğini ve derinliğini ölçen alet
- DALGAKIRAN
-
-
[isim]
Kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun set
- "Limanın dalgakıranı ucundaki deniz fenerine doğru ilerledim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun set
- DALGASIZCA
- ...
- DALGACILIK
-
-
[isim]
Dalgacı olma durumu, kaytarıcılık
-
[isim]
Dalgacı olma durumu, kaytarıcılık
- DALGALANMA
-
-
[isim]
Dalgalanmak işi
-
Mal fiyatlarının türlü sebeplerle inişi veya çıkışı
-
Bir toplumda uyumsuzluktan doğan karışıklık
-
Koşu duruşunda, dizlerin hafif bükülmesinden ve kolların gevşek olarak öne yukarı doğru kaldırılmasından sonra, dizlerin gerilerek gövdenin doğrulmasıyla vücudun diz, kalça, bel, sırt, baş ve kollarda geliştirdiği bir dalga hareketi
-
[isim]
Dalgalanmak işi
- DALGACIK
-
-
[isim]
Küçük dalga
- "İki tarafa köpükler saçan tekne, dalgacıklar üzerinden atlıyor." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
Küçük dalga
- DALGASIZ
-
-
[sıfat]
Dalgası olmayan
-
[sıfat]
Dalgası olmayan
- DALGACI
-
-
[sıfat]
İşine gereken önem ve dikkati göstermeyen (kimse)
- "Pek dalgacı görünüyor, saçmalayacağa benziyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
İşine gereken önem ve dikkati göstermeyen (kimse)
- DALGALI
-
-
[sıfat]
Dalgası olan
- "Dalgalı deniz."
-
Dalga dalga görünen
- "Dalgalı kumaş."
-
Kıvrımlı (saç)
- "Dalgalı ipek saçlı başı kardeşinin göğsüne sokuldu." (Cahit Uçuk)
-
Açıklı koyulu (renk)
-
Belli dalga boylarını alabilen, alternatif
- "Üç dalgalı radyo."
-
[sıfat]
Dalgası olan