Başında d olan 4 harfli 88 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DARU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İlaç
-
[isim]
İlaç
- DART
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız oklama (2)
-
[isim]
Bakınız oklama (2)
- DREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ark
-
Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp
-
[isim]
Ark
- DİLİ
- ...
- DAHA
-
-
[zarf]
Şimdiye kadar, henüz
- "Daha kimse gelmemiş. Daha bir saat olmadı."
- "Tertemiz, sıcacık bir oda. Daha iyisi can sağlığı." (Atilla İlhan)
- "Daha da önemlisi sıkılganlığını unutturacaktı ona." (Necati Cumalı)
-
Var olana, elde bulunana ek olarak, olana katarak
- "Bir kızım daha olsaydı, adını Meliha koyardım." (Peyami Safa)
-
Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz
- "Daha kötüsü treni de kaçırdık."
-
Bundan başka, bunun dışında
- "Daha çiçekleri de sulayacağım." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Şimdiye kadar, henüz
- DİBA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş
-
[isim]
Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş
- DANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kuş yemi
-
[isim]
Kuş yemi
- DARP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vurma, dövme
-
Çarpma
-
Vuruş
-
[isim]
Vurma, dövme
- DUDU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kadınlara verilen bir unvan, hanım
- "Ayşe dudu."
-
Yaşlı Ermeni kadını
-
Papağan
-
[isim]
Kadınlara verilen bir unvan, hanım
- DONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Veri
-
[isim]
Veri
- DEME
-
-
[isim]
Demek işi
- "Tencere dibin kara hikâyesi, kimin kime ne demeye hakkı var?" (Haldun Taner)
- "Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları..." (Nurullah ataç)
- "İşimiz bitiyor demeye kalmadı, herkes ayağa kalktı."
- "Ne demek! "Dörde kadar evlenir erkek" demeye kalmadan başladı şirretliğe." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Anlam
- "Bu söz ne demeye gelir?"
-
Halk edebiyatında şiir
-
Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
-
Ağıt
-
Atasözü
-
[isim]
Demek işi
- DOHA
- ...
- DRAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sahnede oynanmak için yazılmış oyun
-
Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi
-
Tiyatro edebiyatı
-
Acıklı olay
- "İhtiyarın ve umumiyetle insanın dramı nedir, bilir misiniz?" (Burhan Felek)
-
[isim]
Sahnede oynanmak için yazılmış oyun
- DAVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- "Dayak yiyen kadın kimi, kime dava edecek?" (Aka Gündüz)
- "Danıştay, davaları görmek ... ve kanunlarla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir." (Anayasa)
- "Davayı kazanamazlar, kanunlar kiracıdan yana." (Ayşe Kulin)
- "Bütün edebiyatım, Tanin gazetesinin cumartesi sayılarında garpçılık davasını gütmekle geçiyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Sav
- "Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Sorun
- "O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ülkü
- "Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı." (Tarık Buğra)
-
Sevgili
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- DREÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağlı kepçe, tarama ağı
- "Dreçlerle, algarnalarla, manyetolarla avlanmak."
-
[isim]
Ağlı kepçe, tarama ağı
- DAMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun
- "Gürültüsüz oyun isterseniz gelin damaya." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Konya'ya döndüğüm vakit benim motor 'dama Erol Efendi!' dedi. Kıtipiyoz bir tamirhaneye verdim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun
- DİVA
- ...
- DUBA
-
-
[isim]
Yük taşımak veya köprü kurmak için kullanılan altı düz bir tür deniz aracı
-
İçi boş, her yanı kapalı, suyun üstünde yüzen bir tür büyük şamandıra
- "Dört beş duba üstüne bir küçük tahta köşk kurmuşlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Yük taşımak veya köprü kurmak için kullanılan altı düz bir tür deniz aracı
- DEFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taraflardan birinin kendisine açılan davada borçtan kurtulmak için başvurduğu her türlü yol
-
[isim]
Taraflardan birinin kendisine açılan davada borçtan kurtulmak için başvurduğu her türlü yol
- DÜET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki ses veya iki müzik
-
İki kişi tarafından karşılıklı söylenen şarkı
-
[isim]
İki ses veya iki müzik