Başında cem olan 29 kelime var. Cem ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde cem olan kelimeler listesine ya da sonu cem ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında cem bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
CEMAATİMÜSLİMİN, CEMAATLEŞTİRMEK
CEMAATLEŞTİRME, CEMAZİYELEVVEL
CEMAZİYELAHİR
CEMAATLEŞMEK, CEMAATSİZLİK
CEMAATLEŞME
CEMBİYESİZ
CEMAATSİZ, CEMBİYELİ, CEMİYETLİ
CEMAATLİ, CEMETMEK
CEMADAT, CEMBİYE, CEMETME, CEMİYET
CEMAAT, CEMEVİ, CEMİLE, CEMŞAT
CEMAL, CEMAN, CEMİL, CEMRE, CEMSE
CEMİ
CEM
C E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CEM
2 Harfli Kelimeler
CE, EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEMAATİMÜSLİMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman halk
- "Beni dinleyin bir yol, ey cemaatimüslimin!" (Haldun Taner)
-
[isim]
Müslüman halk
- CEMAATLEŞTİRMEK
- ...
- CEMAZİYELEVVEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin beşinci ayı, büyük tövbe ayı
-
Geçmiş
- "Hırsız acaba bu on kişiden hangisi? .. On kişinin şekil ve şemailini şöyle bir süzerim, mümkünse cemaziyelevvellerini de bir yoklayıveririm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ay takviminin beşinci ayı, büyük tövbe ayı
- CEMAATLEŞTİRME
- ...
- CEMAZİYELAHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin altıncı ayı, küçük tövbe ayı
-
[isim]
Ay takviminin altıncı ayı, küçük tövbe ayı
- CEMAATLEŞMEK
-
-
[nsz]
Cemaat durumuna gelmek
-
[nsz]
Cemaat durumuna gelmek
- CEMAATSİZLİK
-
-
[isim]
Cemaatsiz olma durumu
- "Camiler cemaatsizlikten çın çın ötüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Cemaatsiz olma durumu
- CEMAATLEŞME
-
-
[isim]
Cemaatleşmek işi veya durumu
-
[isim]
Cemaatleşmek işi veya durumu
- CEMBİYESİZ
-
-
[sıfat]
Cembiyesi olmayan
-
[sıfat]
Cembiyesi olmayan
- CEMİYETLİ
-
-
[sıfat]
Cemiyet içinde geçen, derli toplu, dağınık olmayan
- "... o kadar cemiyetli bir hayatımız vardı ki bir türlü bırakamadım." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Cemiyet içinde geçen, derli toplu, dağınık olmayan
- CEMAATSİZ
-
-
[sıfat]
Cemaati olmayan
-
[sıfat]
Cemaati olmayan
- CEMBİYELİ
-
-
[sıfat]
Cembiyesi olan
- "Tüfekli ve cembiyeli nöbetçiler arasında içeri girdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Cembiyesi olan
- CEMAATLİ
-
-
[sıfat]
Cemaati olan
-
[sıfat]
Cemaati olan
- CEMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Toplamak, bir araya getirmek
-
[-i]
Toplamak, bir araya getirmek
- CEMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dernek
- "Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var." (Etem İzzet Benice)
-
Düğün
- "Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti." (Sermet Muhtar Alus)
-
Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk
- "Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim." (Ömer Seyfettin)
-
Yüksek sosyete
-
Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme
-
Toplum
-
[isim]
Dernek
- CEMADAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
- CEMBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- "Karşı taraf üstüne üşüşüp cembiye ile Türk çocuğunu parçaladılar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Ağzı eğri bir tür Arap bıçağı
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- CEMETME
-
-
[isim]
Cemetmek işi
-
[isim]
Cemetmek işi
- CEMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- "Binecekleri vapur, Konsolosa fevkaladeden bir cemile olarak o turda, pruva direğine Türk bayrağı çekiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Güzel (kadın)
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- CEMAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir imama uyup namaz kılan kişiler
-
İnsan kalabalığı, topluluk
- "Sonra, dağılmayan, etrafını saran cemaate dönüyor." (Tarık Buğra)
-
Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu
- "Önde Rum patriği, arkada bütün cemaatlerin patrikleri, hepsi sırma esvaplı ve altın taçlı, sopalarını taşa vurarak mezarın etrafını tavaf ettiler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir imama uyup namaz kılan kişiler