Başında bu olan 5 harfli 41 kelime var. Bu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bu olan kelimeler listesine ya da sonu bu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında bu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUZLA

  1. [isim] Deniz suyunun donmasıyla kutup bölgelerinde oluşan buz alanı, bankiz, aysfilt

BUHAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Isı etkisiyle sıvıların ve bazı katıların dönüştükleri gaz durumu
    • "Bu bombardımanda ne yeni silahların çelik sesini işittik ne de buharı andıran dumanla karışık şimşeği gözlerimizi kamaştırdı." (Refik Halit Karay)
    • "Sanki buhar olup göğe çekilmişlerdi." (Samiha Ayverdi)

BURGU

  1. [isim] Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet
    • "Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon
  3. Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici alet
  4. Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal

BUŞON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şişeyi kapatmaya yarayan tapa

BUYUR

  1. "buyurun!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." (Nurullah ataç)
    • "Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "anlamadım, sözünüzü tekrarlayınız!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Bir şey mi buyurdunuz?"
    • "Çok doğru buyuruyorsunuz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. "söyleyiniz, emrediniz!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Salona buyurmaz mısınız?" (Mithat Cemal Kuntay)

BUTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giyim ve süs eşyası satılan dükkân

BULAŞ
...
BULUŞ

  1. [isim] Bulma işi veya biçimi
  2. İlk defa yeni bir şey yaratma, icat
  3. Bilinen bilgilerden yararlanarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşma veya yöntem geliştirme, icat
    • "Bu orijinal buluşu Vali beye borçluyuz." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Konu, duygu, düşünce ve hayalde başkalarının etkisinden sıyrılarak bunların işlenişinde yeni bir yol tutma
    • "Yazarın güzel buluşları var."

BUTON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı aletleri çalıştırmaya yarayan düğme
    • "Gözlerimle aradım, zil butonuna benzer bir şey de göremedim." (Aka Gündüz)

BUZLU

  1. [sıfat] Buz tutmuş, buz bağlamış olan
    • "Buzlu dere."
  2. Buz içinde tutularak, içine buz katılarak soğutulmuş
    • "Serin bir yerde oturuyor, buzlu şurubunu, buzlu içkisini içiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Buğulanmış gibi olan, saydam olmayan
    • "Kalem odasından buzlu bir camekânla ayrılmış..." (Reşat Nuri Güntekin)

BULGU

  1. [isim] Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
  2. Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice
    • "Banka bu gibi bulguları işletmek için para veren bir kurumdur."
  3. Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın belirlenmesine yarayan olgu veya olay, belirgi, araz, semptom

BURMA

  1. [isim] Burmak işi
  2. Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
  3. Burularak yapılmış bilezik
  4. [sıfat] Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
    • "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
  5. Hadım etme, iğdiş etme
  6. Musluk
  7. Eğrilmek için bükülmüş yün
  8. Yaşken burularak kurutulan ot
  9. Kuru incir

BUZCU

  1. [isim] Buz satan kimse

BULAK

  1. [isim] Kaynak, pınar

BUĞUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kin besleme, nefret etme

BUYOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle hastalık anında kullanılan sıcak su torbası

BURCU

  1. [isim] Güzel koku, ıtır

BULUT

  1. [isim] Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
    • "Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım." (Atilla İlhan)
  2. Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın
    • "Zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
  3. Keder, endişe
    • "Gazinin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BUHUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü

BURUK

  1. [sıfat] Burulmuş olan
  2. Tadı kekre olan (meyve)
    • "Vişne şerbetinin bu buruk tadı gerçek midir?" (Atilla İlhan)
  3. [isim] Uygun olmayan şartlar sonucu dönerek büyüyen ağacın kerestesi
  4. Alınarak küskünlük gösteren, gücenmiş (kimse)
    • "Rahmi'ye karşı o da ötekiler gibi buruktu." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü