Sonunda bek olan 15 kelime var. BEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bek olan kelimeler listesine ya da başında bek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
AKKELEBEK
KALEMBEK, KÖSTEBEK
KELEBEK, PLEYBEK
TÜMBEK, ZEYBEK
BEBEK, DİBEK, GÖBEK, ÖZBEK, ŞEBEK, SÜBEK
ÖBEK
BEK
B E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEK
2 Harfli Kelimeler
BE, EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKKELEBEK
-
-
[isim]
Hemen bütün meyve ağaçlarında tomurcuk düşmanı sayılan, iri ak kanatları kalın, kara damarlı bir kelebek (Aporia crataegi)
-
[isim]
Hemen bütün meyve ağaçlarında tomurcuk düşmanı sayılan, iri ak kanatları kalın, kara damarlı bir kelebek (Aporia crataegi)
- KÖSTEBEK
-
-
[isim]
Köstebekgillerden, toprak altında oyduğu yuvalarda yaşayan, gözleri hemen hiç görmeyen, derisinden kürk yapılan küçük bir hayvan, sokur, yer sıçanı, kör sıçan (Talpa)
-
Bir iş yerinden, kurumdan özellikle gizli servisten bilgi sızdıran kimse
-
[isim]
Köstebekgillerden, toprak altında oyduğu yuvalarda yaşayan, gözleri hemen hiç görmeyen, derisinden kürk yapılan küçük bir hayvan, sokur, yer sıçanı, kör sıçan (Talpa)
- KALEMBEK
-
-
[isim]
Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı
-
Bir cins mısır
-
[isim]
Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı
- KELEBEK
-
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- "Kelebek gibi uçmada ruhumuz / Barış dolu bu yıldız bahçesinde." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[sıfat]
Biçim olarak bu böceklere benzeyen
- "Kaymakam Bey jaketataylı, kelebek kravatlıdır." (Tarık Buğra)
-
Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan
-
Bu hayvanın neden olduğu hastalık
-
Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- PLEYBEK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Önceden kaydedilmiş bir şarkı çalınırken, seslendirmeye uygun olarak çeşitli mimik ve hareketlerin yapılması
-
[isim]
Önceden kaydedilmiş bir şarkı çalınırken, seslendirmeye uygun olarak çeşitli mimik ve hareketlerin yapılması
- ZEYBEK
-
-
[isim]
Batı Anadolu efesi
- "Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü, zeybek havası
-
[isim]
Batı Anadolu efesi
- TÜMBEK
-
-
[isim]
Tümsek
-
[isim]
Tümsek
- GÖBEK
-
-
[isim]
İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk
- "Düğmeleri birer birer açtı göbeğine dek." (Zeyyat Selimoğlu)
- "Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Meclisten geçirinceye kadar göbeğim çatlamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yağ bağlamış şişman karın
- "Göbeğini eritmek için her sabah bir saat yol yürür."
- "Dolmuştan inince bir yandan saatine bakar, bir yandan da göbek atarmış, daha bir saat var, diye." (Haldun Taner)
-
Şehir, ülke vb.nin orta kısmı
- "İsviçre'nin göbeğinde, nerde ise bilmem kaçıncı Türk Moskof muharebesi patlamak üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bazı sebze ve meyvelerin orta kısmı
-
Bahçe, halı, tavan, tepsi vb. süslü şeylerin ortalarındaki biçim
- "Bu halının göbeği pek zarif."
-
Hızı azaltarak trafiği yönetmek amacıyla bir kavşağın girişine yerleştirilen çember veya üçgen biçimindeki ada
-
Kağnı tekerleğinin ortası, araba tekerleğinin dingil geçen yeri
-
Değirmen taşının ortası
-
Kilitleme sistemlerinde, anahtar dişlerinin tam olarak birbirine oturduğu pirinç yuva
-
Dölütte, yumurtanın dölüt dışında kalan bölümlerle ilişkisini sağlayan organların çıktığı yer
-
Kuşak, nesil, batın
- "Temiz bir isim, züğürt evlatlarda ancak bir, nihayet iki göbek dayanabilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ön ve arka tekerlerin ortasına oturtulmuş mil üzerinde dönen ve teker tellerinin takılmasına yarayan parça
-
[isim]
İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk
- BEBEK
-
-
[isim]
Meme veya kucak çocuğu
-
Plastik, tahta, bez vb.nden yapılan insan biçiminde oyuncak
- "Yarın seni bonmarşeye götüreceğim, beğendiğin bebeği alacağım." (Halide Edip Adıvar)
- "Sabahları annem beni bir bebek gibi oturtur, dersimi tekrar ettirir, sütümü içirirdi." (Ömer Seyfettin)
-
Göz bebeği
- "Uzun kirpikli gözleri sık sık açılıp kapanıyor, bebekleri daima hareket ediyordu." (Peyami Safa)
-
[ünlem]
Sevgi bildiren bir seslenme sözü
-
[isim]
Meme veya kucak çocuğu
- ÖZBEK
- ...
- SÜBEK
-
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- "Sübekten çarpık kalan bacaklarını yanlara atar gibi yengeçvari yürümeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- ŞEBEK
-
-
[isim]
Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymun
-
[sıfat]
Çirkin ve arsız (kimse)
-
[isim]
Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymun
- DİBEK
-
-
[isim]
Taştan veya ağaçtan yapılmış büyük havan
- "Kahve dibeği."
-
[isim]
Taştan veya ağaçtan yapılmış büyük havan
- ÖBEK
-
-
[isim]
Küme
- "Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldızlar kümeleri
-
Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü
- "Özne öbeği. Yüklem öbeği."
-
[isim]
Küme
- BEK
-
-
[sıfat]
Sert, katı
-
Sağlam
-
[sıfat]
Sert, katı