Sonunda be olan 5 harfli 25 kelime var. BE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da başında be olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tehlikeli, sarp ve zor geçit
-
[isim]
Tehlikeli, sarp ve zor geçit
- ACUBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuhaf kimse
- "Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum." (Peyami Safa)
-
Tuhaf, alışılmadık, garip şey
-
[isim]
Tuhaf kimse
- BOMBE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şişkinlik, kabarıklık
-
[isim]
Şişkinlik, kabarıklık
- TÜRBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı
- "Çekirge'de Hüdavendigâr türbesini ziyaret ettim." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı
- PEMBE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Beyaza biraz kırmızı karıştırılmasıyla oluşan açık renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Beyaza biraz kırmızı karıştırılmasıyla oluşan açık renk
- ŞAİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Art düşünce
- "Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu." (Haldun Taner)
-
Hile
-
Eksiklik, kusur, ayıp
- "Bizim efendinin indinde bundan büyük şaibe olamaz." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Kir, leke
-
[isim]
Art düşünce
- KUBBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet
- "Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı." (Oğuz Atay)
-
[isim]
Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet
- CEZBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu
- "İsmet Paşa'yı birer serdengeçti cezbesiyle savunanlar arasında ben de vardım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu
- RÜTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mertebe, derece, paye
-
Subay, astsubay ve polislerin sahip olduğu derece, mevki
- "Ben de nişancı taburunun subaylarını rütbeleriyle, isimleriyle bilirdim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Mertebe, derece, paye
- KÖMBE
-
-
[isim]
Un, tuz ve yağ ile yoğrulan kızgın sacda veya fırında pişirilen ekmek
-
[isim]
Un, tuz ve yağ ile yoğrulan kızgın sacda veya fırında pişirilen ekmek
- CELBE
-
-
[isim]
Avcı çantası
-
[isim]
Avcı çantası
- HUTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
- HEYBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
-
Omza geçirilebilen tek gözlü bir tür çanta
-
[isim]
At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
- ACİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
-
[isim]
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
- İZABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme
-
[isim]
Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme
- HARBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısa mızrak
-
Harbi
-
[isim]
Kısa mızrak
- HABBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahıl tanesi, evin
- "Arkadaşım İrfan'ın habbeyi nasıl kubbe yaptığını çok iyi bilirim." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Su kabarcığı
-
Orta oyunundaki tiplerin "yemek yeme" anlamında kullandığı söz
-
[isim]
Tahıl tanesi, evin
- CÜBBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hukukçuların, üniversite öğretim üyelerinin, din adamlarının, mezuniyet törenlerinde öğrencilerin elbise üstüne giydikleri uzun, yanları geniş, düğmesiz giysi
- "Artık cübbenin altına kolalı gömlek giyiyor." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[isim]
Hukukçuların, üniversite öğretim üyelerinin, din adamlarının, mezuniyet törenlerinde öğrencilerin elbise üstüne giydikleri uzun, yanları geniş, düğmesiz giysi
- TÖVBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- "Bir daha senin ismini ağzına almamak için tövbe eder." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına." (Halk türküsü)
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- NEDBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yara izi
-
[isim]
Yara izi