Başında be olan 8 harfli 150 kelime var. Be ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında be bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEZGİNCE
- ...
- BEKLENTİ
-
-
[isim]
Gerçekleşmesi beklenen şey
-
Bireyin belli şart ve durumların alacağı biçimler veya kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü
-
[isim]
Gerçekleşmesi beklenen şey
- BELEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
-
Bu örgütün bulunduğu bina
- "Daha belediyeyi dönmüş dönmemiştim ki beynimden vurulmuşa döndüm." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
- BESİNSİZ
-
-
[sıfat]
Besini olmayan, kendisinde besin bulunmayan
-
Yeterince besin alamayan, gıdasız
-
[sıfat]
Besini olmayan, kendisinde besin bulunmayan
- BERGAMOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Turunçgillerden bir ağaç (Citrus bergamia)
-
Bu ağacın, kabuklarından reçel yapılan ve esans çıkarılan meyvesi
-
[isim]
Turunçgillerden bir ağaç (Citrus bergamia)
- BEKLETME
-
-
[isim]
Bekletmek işi
-
[isim]
Bekletmek işi
- BESLENİŞ
-
-
[isim]
Beslenme işi veya biçimi
-
[isim]
Beslenme işi veya biçimi
- BELMOPAN
- ...
- BEYAZLIK
-
-
[isim]
Beyaz olma durumu
- "Mezar taşları ay ışığının yarı güne benzeyen sırlı beyazlığı altında heybetli heybetli bakıyorlardı." (Haldun Taner)
-
Ağartı
-
[isim]
Beyaz olma durumu
- BECERMEK
-
-
[-i]
Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek
- "Becerebilsek şarkı da söyleyeceğiz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyi kullanılmaz duruma getirmek, bozmak, kirletmek
- "Bayramlık elbiseni ilk giyişte becerdin."
-
Irzına geçmek, kirletmek
-
Birini öldürmek
-
[-i]
Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek
- BEĞENMEK
-
-
[-i]
İyi veya güzel bulmak
- "Kuvvetini beğenen Murat farkına varmadan gülümsediğini neden sonra fark etti." (Refik Halit Karay)
- "Ben bu işin sonunu beğenmiyorum."
-
[nsz]
Benzerleri arasından birini seçip ayırmak
- "Otellerden bir otel beğeneceğiz." (Refik Halit Karay)
-
Onaylamak, kabul etmek, tasvip etmek
-
[-i]
İyi veya güzel bulmak
- BELLEKLİ
-
-
[sıfat]
Belleği olan
-
[sıfat]
Belleği olan
- BERTARAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kaldırma, giderme
- "Yoksa birileri bizi kullanarak istemediği bazı şeyleri mi bertaraf ediyor?" (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Kaldırma, giderme
- BEKLEŞME
-
-
[isim]
Bekleşmek işi veya durumu
-
[isim]
Bekleşmek işi veya durumu
- BEYGİRCİ
-
-
[isim]
Beygir besleyen veya kiraya veren kimse
-
[isim]
Beygir besleyen veya kiraya veren kimse
- BENZİNCİ
-
-
[isim]
Akaryakıt satılan yer veya akaryakıt satan kimse
-
[isim]
Akaryakıt satılan yer veya akaryakıt satan kimse
- BESLEYİŞ
-
-
[isim]
Besleme işi veya biçimi
-
[isim]
Besleme işi veya biçimi
- BEKLEMEK
-
-
[nsz]
Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
- "Arkadaki tramvaylar dizi olmuş, bekliyorlardı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Süre tanımak, acele etmemek
- "Demin orada oturdum, senin uyanma saatini bekledim." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek
- "Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek."
-
Ummak
- "Nikâhtan bu kadar keramet bekleme!" (Peyami Safa)
-
Karşılaşma ihtimali bulunmak
- "Sabri gittikten sonra Basire, ondan gebe kalmış olmaktan korkarak bekledi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Aramak, istemek
- "Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Oyalanmak
-
[nsz]
Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
- BEŞCİHAR
- ...
- BERKİTME
-
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye