Başında be olan 6 harfli 74 kelime var. Be ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında be bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BESİLİ
-
-
[sıfat]
Semiz, semirtilmiş
- "Avludan atlar geçmeye başladı. Hepsi besili ve bakımlı idi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Semiz, semirtilmiş
- BELLİK
-
-
[isim]
İşaret, marka
-
Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla araya konulan ince, uzun karton parçası
-
[isim]
İşaret, marka
- BEYRUT
- ...
- BENCİL
-
-
[sıfat]
Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist
- "Bencildir insanoğlu, bencil olduğu için de yalnız kendi dertlerini düşünür, yalnız onlara inanır." (Nurullah ataç)
-
Bencilik öğretisine inanan
-
[sıfat]
Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist
- BELİZE
- ...
- BEHİŞT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Cennet
-
[isim]
Cennet
- BELGİT
-
-
[isim]
Senet
-
Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan
-
[isim]
Senet
- BELLEK
-
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
-
Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- BEŞİRİ
- ...
- BECERİ
-
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
-
Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
-
Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
- BEZMEK
-
-
[-den]
Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak
- "Kibrit kullanmaktan bezdiğimiz için bir eski çakmakla gazı yakmaktayız." (Burhan Felek)
-
[-den]
Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak
- BEŞLİK
-
-
[sıfat]
Beşi bir arada olan
- "Beşlik cezve."
-
Beş tane alabilen
-
[isim]
Beş birimden oluşan para
- "On milyonu iki beşlik yapınız."
-
[isim]
Beş para, beş kuruş veya beş lira değerinde olan akçe
-
[sıfat]
Beşi bir arada olan
- BEYLİK
-
-
[isim]
Bey olma durumu
-
Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi
-
[sıfat]
Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî
-
[sıfat]
Herkesin kullandığı, herkesin bildiği
- "Çaresiz yine güneyde beylik bir tatil köyüne gideceğiz." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Basmakalıp
- "Aramızdaki konuşmalar, beylik konuşmalar sınırını aşmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Rahat yaşama
-
Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emirlik, emaret, mirlik
- "Sonunda bütün bu beylikler Osmanlı İmparatorluğu'nun bayrağı altında toplandı." (Cahit Uçuk)
-
Hükûmet
- "Beylikten alacaklı olmak."
-
[isim]
Bey olma durumu
- BENZER
-
-
[sıfat]
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil
- "Baksana kız, paşaya benzer yerim var mı benim?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Benzeşim
-
[isim]
Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör
-
[sıfat]
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil
- BELASI
- ...
- BEYGİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
At
-
Sadece yük taşımakta veya araba çekmekte kullanılan at
-
Atlama beygiri
-
[isim]
At
- BELEME
-
-
[isim]
Belemek işi
-
[isim]
Belemek işi
- BELGEÇ
-
-
[isim]
Belgegeçer
-
[isim]
Belgegeçer
- BELLEM
-
-
[isim]
Bellemek yetisi
-
[isim]
Bellemek yetisi
- BERDUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başıboş, serseri kimse
- "Serseriler, berduşlar, kopuklar başlarını masalara dayayarak sabahlar burada." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Pis, bozuk, bakımsız
- "Bir büyük mü büyük hangar, bir dağınık berduş yatak..." (Çetin Altan)
-
[isim]
Başıboş, serseri kimse