Başında be olan 5 harfli 70 kelime var. Be ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında be bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEYİN
-
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
- "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
- "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
- "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
-
Muhakeme, usa vurma
-
Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
-
Akıl, anlayış
-
Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
- "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- BETER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- "Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- BEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söyleme, bildirme
- "Bu beklenmedik sevgi gösterileri karşısında ne kadar şaşırıp kaldığını gazete muhabirlerine beyan etmekten çekinmemiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir eserde, düşüncelerin, duyguların, hayallerin doğuş ve değerlerini, bunların anlatımında tutulacak yolları konu edinen bir edebiyat bilgisi dalı
-
[isim]
Söyleme, bildirme
- BEŞUŞ
- ...
- BELEK
-
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Beşiğe konulan yatak
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- BESİN
-
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
- BEŞİZ
-
-
[sıfat]
Beşi bir arada doğan (çocuk)
-
[sıfat]
Beşi bir arada doğan (çocuk)
- BEZEN
-
-
[isim]
Bezek, süs
-
[isim]
Bezek, süs
- BEHER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Her bir
-
[sıfat]
Her bir
- BECET
-
-
[isim]
Serçegillerden, küçük bir kuş (Passer)
-
[isim]
Serçegillerden, küçük bir kuş (Passer)
- BEKRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ayyaş
-
[sıfat]
Ayyaş
- BETİM
-
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
- BEZİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu
- "Beybabanın bezik oynayışı da pek alengirlidir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu
- BEŞME
-
-
[isim]
Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, yollu bir çeşit kumaş
-
[isim]
Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, yollu bir çeşit kumaş
- BENLİ
-
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- BEZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Keten tohumu
-
Bezir yağı
-
[isim]
Keten tohumu
- BETİK
-
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- BEŞİK
-
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- "Ayaklarının ucuna basarak beşiğin yanına geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü
-
Bir şeyin doğup geliştiği yer
- "Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- BELEN
-
-
[isim]
Bel
-
Tepe, yüksek yer
-
Bayır
-
Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu
-
[isim]
Bel
- BELGİ
-
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan
-
Şiar
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan