Başında b olan 5 harfli 391 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAKIŞ

  1. [isim] Bakma işi veya biçimi
    • "Bakışları adamakıllı öfkeli olurdu." (Salâh Birsel)
    • "İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı." (Necati Cumalı)

BOYCA

  1. [zarf] Boy bakımından
    • "Güçlü kuvvetli kız, boyca ondan en az iki karış yüksek." (Atilla İlhan)

BAĞAN

  1. [isim] Vakti gelmeden ölü doğan yavru, düşük
  2. Ölü doğan kuzunun derisi

BÖBÜR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis)
  2. Böbürlenme, kibir
    • "Evet ağzı ile değilse de sakalı ile böyle der, kendine için için böyle bir üstünlük böbürü yaratırdı." (Haldun Taner)

BAROK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] M.S. 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu
    • "Barok üslubu dağınık, yüklü, şişkin biçimlerin aşırı ölçüde yığılmasıyla kendini gösterir."
  2. Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren, abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımı

BEŞİK

  1. [isim] Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
    • "Ayaklarının ucuna basarak beşiğin yanına geldi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü
  3. Bir şeyin doğup geliştiği yer
    • "Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma

BOBİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Makara
  2. Fotoğraf filmi rulosu
    • "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
  3. Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
  4. İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt

BOYLU

  1. [sıfat] Boyu olan
    • "Hatırlayabildiğim kadar annem orta boylu idi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Boyu benzerlerinden uzun olan
    • "Sahneye birbirinden enli ve boylu dört taze birbiri ardınca girdi." (Halide Edip Adıvar)

BÜTEY
...
BORAK

  1. [sıfat] Bor (I)

BARBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İhtiyar Rum meyhanecisi
    • "Barba, şuradan bize yarım okka rakı doldur." (Mahmut Yesari)

BAZEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Ara sıra
    • "Bazen bu yeknesak hayat beni çok sıkıyor." (Halide Edip Adıvar)

BÖLÜK

  1. [isim] Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım
    • "Bir kandil günü öteki bölükteki büyük hanımın elini öpmeye gitmiştim." (Burhan Felek)
  2. Saç örgüsü
  3. Hizip
  4. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik
    • "Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı
    • "Birler bölüğü, binler bölüğü, milyonlar bölüğü."

BÜĞET

  1. [isim] Gölet

BARDO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aygır ile dişi eşek çiftleşmesinden üretilen hayvan

BEYİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
    • "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ev

BİRUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm

BUKLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küçük lüle durumunda, kıvrımlı saç
    • "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)

BİTEY

  1. [isim] Bitki örtüsü

BOHÇA

  1. [isim] İçine çamaşır, elbise vb. koyup sarılan dört köşe kumaş
    • "Hemen hemen her giyim eşyası bohçada ve sandıkta saklanırdı." (Refik Halit Karay)
    • "Günün birinde bohçasını koltuğuna alıp kıyı mahallelerden birinde oturan ablası Fitnat Hanım'ın evine gitti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ufak ve seçme tütün dengi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü