Başında b olan 4 harfli 111 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BROM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 35, atom ağırlığı 79,909, yoğunluğu 2,97 olan, deniz sularında az, bazı göllerde çok miktarda bulunan, kırmızı renkli, pis kokulu, zehirli, sıvı bir element (simgesi Br)

BİRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu
    • "Onu iki bardak bira içmeye razı etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

BÜYÜ

  1. [isim] Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, sihir, füsun, bağı
    • "Akkız Ana, Hasan'a gönül vermenin bir büyü olduğunu, ne kadar anlatmışsa da kâr etmemiş." (Halide Edip Adıvar)
    • "Öldük, ölümden bir şeyler umarak / Bir büyük boşlukta bozuldu büyü." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum." (Orhan Pamuk)
    • "Şayeste'nin reise büyü yaptığına ve adamı başka kadınlara karşı efsunla bağladığına kanaat getirmişti." (Haldun Taner)
  2. Karşı durulamaz güçlü etki
    • "Ondan tüten görünmez bir büyünün içinde titriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

BELİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [edat] Evet

BURS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir öğrencinin öğrenimini sürdürebilmesi veya bir kimsenin bilgi ve görgüsünü artırması için belli bir süre devlet veya özel kuruluşlarca ödenen aylık para
    • "Öğrenimini tamamlaması için devlet bursuyla Almanya'ya gönderiliyor." (Necati Cumalı)
  2. Bu amaçla vakfedilmiş paranın veya malın geliri

BACI

  1. [isim] Kız kardeş
  2. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan
    • "Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi." (Burhan Felek)
  3. Büyük kız kardeş, abla
  4. Tarikat şeyhlerinin karısı
  5. [ünlem] Kadınlara söylenen bir seslenme sözü

BABA

  1. [isim] Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek
    • "Türk babanın ve Türk ananın çocuğu Türktür." (Anayasa)
    • "Bizim bu Kayabaşı'nda birçok zanaat, babadan oğla aktarılır." (Tarık Dursun K)
    • "Sen bildiğini söyle babam, alt yanını ben getiririm."
    • "Sacit bu hususta da babasına çekmişti." (Peyami Safa)
  2. Çocuğu olmuş erkek, peder
    • "Bunlar babadan oğla doktordurlar."
    • "Git babam git, yol bitmez ki..."
  3. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme
  4. Çatı merteği
  5. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse
    • "Atatürk Türk milletinin babasıdır."
  6. Anlayışlı, iyi huylu erkek
  7. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı
  8. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse
  9. Ata
    • "Asya'daki babalarımızdan miras kalan millî şiirimizin manzum şekillerinde..." (Yahya Kemal Beyatlı)
  10. [sıfat] Çok kaliteli, üstün nitelikli
  11. Tarikatların bazısında tekke büyüğü
    • "Bektaşi babası."
  12. Bu gibi kimselere verilen unvan
    • "Gül Baba. Nur Baba. Baba İlyas."
  13. Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme
  14. Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge

BONO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet
    • "Borçlanalım size... Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz." (Zeyyat Selimoğlu)

BİLİ

  1. [isim] Bilgi

BOLD

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bakınız koyu

BEBE

  1. [isim] Bebek, küçük çocuk
    • "Neredeyse bebe iskemlesine oturtup kaşıkla mama yedireceksiniz." (Refik Halit Karay)

BRİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi

BAKI

  1. [isim] Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu
    • "Bu dağın bakısı güneye doğrudur."
  2. Denetleme
  3. Fal

BUCA
...
BADİ

  1. [isim] Ördek
    • "Hani biz bir çayırda arabayla geçerken bir boğa çıkageldi, köylü korkudan nasıl badi badi koşmaya başlamıştı?" (Abdülhak Şinasi Hisar)

BÜFE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Evlerde içine yemek takımlarının konduğu dolap
  2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa
    • "Kadınlar büfeye gidip bir şey yemek için bile kımıldamıyorlardı." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Yiyecek, içecek, gazete, dergi vb.nin satıldığı küçük dükkân
    • "Ben köşedeki büfeden size sandviç getirebilirim." (Peyami Safa)

BEİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Engel, uymazlık
    • "Seyyit Ali, Yani'ye planlarını üstünkörü anlatmakta beis görmedi." (Ömer Seyfettin)
  2. Kötülük, zarar

BAZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
  2. Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
  3. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi

BANA

  1. [zarf] Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
    • "Bana bak, karışmam sonra!"
    • "Bu yaptığını babana söylemezsem bana da adam demesinler."
    • "Daha nice manevi trenlerimizi yıllar yılı taşlayanlar var da bana mısın demiyoruz." (Haldun Taner)

BURA

  1. [isim] Bu yer
    • "Eskiden buranın, şişman bir valisi vardı." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü