Başında b olan 4 harfli 111 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BEKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıcılık, ölmezlik
    • "Memleketin, devletin bekası senin elinde..." (Ömer Seyfettin)

BETİ

  1. [isim] Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

BRİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi

BICI
...
BELA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum
    • "Kumar, toplum için büyük bir beladır."
    • "Geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya." (Etem İzzet Benice)
    • "Yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları." (Azra Erhat)
    • "Solda sıfırlar önemsiz sanılır ama sağda sıfırlar da öyle zaman gelir ki bela olur." (Aydın Boysan)
  2. Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
    • "Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Hak edilen ceza
    • "Allah belasını verdi."

BİŞİ

  1. [isim] Çörek, tatlı bir ekmek türü

BERK

  1. [sıfat] Sert, katı
  2. Sağlam

BEBE

  1. [isim] Bebek, küçük çocuk
    • "Neredeyse bebe iskemlesine oturtup kaşıkla mama yedireceksiniz." (Refik Halit Karay)

BİDE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı

BERİ

  1. [isim] Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı
    • "Biraz beriye geliniz."
  2. [sıfat] Bu uzaklıkta bulunan
    • "Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [edat] -den bu yana
    • "Kar sabahtan beri yağmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

BOYA

  1. [isim] Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde
    • "Tırnaklarının boyasını beğenmiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Hiç boya kullanmaz, az pudra sürerdi." (Peyami Safa)
    • "Kimi kirpiklerine boya sürüyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya
  3. Aldatıcı görünüş
  4. Yazmak için kullanılan mürekkep

BORU

  1. [isim] Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
    • "Soba borusu kazanın içinden geçerdi." (Necati Cumalı)
    • "Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
    • "Gençlik bu, boru değil." (Atilla İlhan)
    • "Ben evin içinde zaten borusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Borazan
    • "Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)

BÜVE

  1. [isim] Genellikle sığırlara saldıran, onların kanını emen, vızıltılarıyla tedirginlik yaratan sokucu sinek (Hypoderma bovis)

BUJİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Patlamalı motorlarda yakıtı tutuşturmaya yarayan araç

BOKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu
    • "Türkiye boks şampiyonası."

BONO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet
    • "Borçlanalım size... Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz." (Zeyyat Selimoğlu)

BROM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 35, atom ağırlığı 79,909, yoğunluğu 2,97 olan, deniz sularında az, bazı göllerde çok miktarda bulunan, kırmızı renkli, pis kokulu, zehirli, sıvı bir element (simgesi Br)

BENT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bağ, rabıt
    • "Kalabalık göz açıp kapayıncaya kadar beni kapmış, direncimi kırıp ruhumu ufalayarak kendine bent etmişti." (Atilla İlhan)
  2. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
  3. Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet
    • "Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş." (Ahmet Rasim)
  4. Gazete yazısı
  5. Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam
  6. Kanun maddesi

BARK

  1. [isim] "Ev, mülk, aile, çoluk çocuk" anlamlarındaki ev bark birleşik sözünde geçen bir söz

BOLD

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bakınız koyu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü