Sonunda az olan 8 harfli 33 kelime var. AZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde az olan kelimeler listesine ya da başında az olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALDANMAZ
-
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
- PİSBOĞAZ
-
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- "Demek ki küçük kız son derece pisboğaz olmasına rağmen bu paraları yemeyip biriktirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- DARBOĞAZ
-
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
-
Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
- TİRENDAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Ok atan
-
Becerikli, elinden iş gelir
- "Tirendaz bir ev hanımı."
-
Temiz ve zarif giyinmiş
-
[sıfat]
Ok atan
- İSTİKRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödünç alma, borçlanma
-
[isim]
Ödünç alma, borçlanma
- CİLVEBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Cilveli
- "Hiç ister miyim ben eli nimetli efendiciğimi kaptırayım o cilvebazlara?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Cilveli
- ALDIRMAZ
-
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- MADRABAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
-
[sıfat]
Hile yapan, hileci
- "... bunlar kusurlu, adi camlardır, köy evi camları! Madrabazlar böylelerini köylere satarlar." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
- SIKBOĞAZ
-
-
[isim]
Bir şey yaptırmak için "birini zorlamak, baskı yapmak" anlamlarına gelen sıkboğaz etmek deyiminde geçer
- "Sen bizi sıkboğaz ediyorsun diyorum yani bu işi yarına bıraksak ha..." (Muammer İzgü)
-
[isim]
Bir şey yaptırmak için "birini zorlamak, baskı yapmak" anlamlarına gelen sıkboğaz etmek deyiminde geçer
- BAŞPAPAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bazı kiliselerin papazlarına, öteki papazlara göre bir üstünlük veren unvan
-
[isim]
Bazı kiliselerin papazlarına, öteki papazlara göre bir üstünlük veren unvan
- SIKILMAZ
-
-
[sıfat]
Sıkılması olmayan, utanmaz, yüzsüz
-
[sıfat]
Sıkılması olmayan, utanmaz, yüzsüz
- UZLAŞMAZ
-
-
[sıfat]
Uzlaşmayan, uzlaşma yanlısı olmayan
- "Uzlaşmaz bir tutum."
-
[sıfat]
Uzlaşmayan, uzlaşma yanlısı olmayan
- DÜZENBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Hile yoluyla aldatan, hile yapan
-
[sıfat]
Hile yoluyla aldatan, hile yapan
- HOKKABAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse
- "Bu arsada zaman zaman at cambazları, hokkabazlar, palyaçolar hünerlerini gösterirler." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Başkalarını aldatarak yalan dolanla iş gören
- "O ne hokkabaz heriftir."
-
[isim]
El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse
- ARLANMAZ
-
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
- BEMBEYAZ
-
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- "Yanında kapkara yüzlü, bembeyaz dişli bir de zenci vardı." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Pırıl pırıl, apaçık bir biçimde
- "Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz, gözlerinin önüne açıldı." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- KATAKLAZ
- ...
- KUMARBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Kumarcı
- "İnsan oyun oynamalı ama kumarbaz olmamalı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumarcı
- TAŞINMAZ
-
-
Taşınamayan
-
[isim]
Ev, tarla vb. taşınamayan mülk, gayrimenkul
-
Taşınamayan
- METASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yayılma
-
[isim]
Yayılma