Sonunda az olan 8 harfli 33 kelime var. AZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde az olan kelimeler listesine ya da başında az olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARLANMAZ
-
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
- PİSBOĞAZ
-
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- "Demek ki küçük kız son derece pisboğaz olmasına rağmen bu paraları yemeyip biriktirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- CİLVEBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Cilveli
- "Hiç ister miyim ben eli nimetli efendiciğimi kaptırayım o cilvebazlara?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Cilveli
- FRAMBUAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ahududu
-
[isim]
Ahududu
- HAYALBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayalci, hayalî
- "Bazı meddahlar da Karagöz oynatmış, şahbaz, hayalbaz veya hayalî isimleriyle yaşadıktan sonra temaşa hayatımızdan el etek çekmişlerdir." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Hayalci, hayalî
- SONUŞMAZ
-
-
[isim]
Sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğri veya doğru, asimptot
-
[isim]
Sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğri veya doğru, asimptot
- BEYNAMAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
- BULUNMAZ
-
-
[sıfat]
Eşsiz, nadir, kıymetli
- "Konuşmamız boyunca bunun benim için bulunmaz fırsat olduğunu yineleyip durdu." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Eşsiz, nadir, kıymetli
- SIKILMAZ
-
-
[sıfat]
Sıkılması olmayan, utanmaz, yüzsüz
-
[sıfat]
Sıkılması olmayan, utanmaz, yüzsüz
- BOŞBOĞAZ
-
-
[sıfat]
Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze
- "O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Yerli yersiz konuşan kimse
-
[sıfat]
Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze
- METASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yayılma
-
[isim]
Yayılma
- DİYASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nişastayı dekstrin ve glikoz durumuna getiren, tükürükte ve pankreasın salgısında bulunan bir enzim
-
[isim]
Nişastayı dekstrin ve glikoz durumuna getiren, tükürükte ve pankreasın salgısında bulunan bir enzim
- DARBOĞAZ
-
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
-
Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
- ALDANMAZ
-
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
- İSTİKRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödünç alma, borçlanma
-
[isim]
Ödünç alma, borçlanma
- KÜFÜRBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
- TİRENDAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Ok atan
-
Becerikli, elinden iş gelir
- "Tirendaz bir ev hanımı."
-
Temiz ve zarif giyinmiş
-
[sıfat]
Ok atan
- ALDIRMAZ
-
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- HİPOSTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- "Hristiyanlık inanışına göre Tanrı kavramında üç hipostaz vardır: Baba, oğul ve kutsal ruh."
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- BEMBEYAZ
-
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- "Yanında kapkara yüzlü, bembeyaz dişli bir de zenci vardı." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Pırıl pırıl, apaçık bir biçimde
- "Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz, gözlerinin önüne açıldı." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak