Sonunda atlamak olan 19 kelime var. ATLAMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde atlamak olan kelimeler listesine ya da başında atlamak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARBONATLAMAK
BAHARATLAMAK, BARİKATLAMAK, HACAMATLAMAK, KALAFATLAMAK, SİLİKATLAMAK
FORMATLAMAK, FOSFATLAMAK
BAYATLAMAK, İSPATLAMAK, MASATLAMAK, RAHATLAMAK, SAKATLAMAK, SAVATLAMAK, TOKATLAMAK
ÇATLAMAK, KATLAMAK, PATLAMAK
ATLAMAK
A A A K L M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
7 Harfli Kelimeler
AKLATMA, ATLAMAK, KATLAMA
6 Harfli Kelimeler
AKLAMA, ATAMAK, ATLAMA
5 Harfli Kelimeler
AKALA, ALAKA, ALMAK, ATAMA, ATMAK, KALMA, KATMA, MAKAT, MAKTA, MALAK, MALTA, MATLA, TAALA, TAKLA, TAKMA, TALAK
4 Harfli Kelimeler
AKMA, ALAT, ALMA, AMAL, ATAK, ATMA, KALA, KAMA, LAKA, LAMA, LATA, MALA, MALT, TAAM, TAKA, TALK
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, ALT, AMA, ATA, KAL, KAM, KAT, LAK, LAM, MAL, MAT, TAK, TAL, TAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, AM, AT, LA, MA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARBONATLAMAK
-
-
[-i]
Karbonik asit alabilen maddelere bu gazı vererek onları karbonat durumuna dönüştürmek
-
[-i]
Karbonik asit alabilen maddelere bu gazı vererek onları karbonat durumuna dönüştürmek
- BAHARATLAMAK
- ...
- HACAMATLAMAK
-
-
[-i]
Hafifçe yaralamak
-
[-i]
Hafifçe yaralamak
- BARİKATLAMAK
-
-
[-i]
Barikat ile çevirmek, barikat yapmak
-
[-i]
Barikat ile çevirmek, barikat yapmak
- KALAFATLAMAK
-
-
[-i]
Geminin kaplamasını kalafatla onarmak
-
Onarmak, çekidüzen vermek
-
[-i]
Geminin kaplamasını kalafatla onarmak
- SİLİKATLAMAK
-
-
[-i]
Kireç, taş, tahta vb. maddeleri sertleştirmek üzere silikata batırmak
-
[-i]
Kireç, taş, tahta vb. maddeleri sertleştirmek üzere silikata batırmak
- FORMATLAMAK
-
-
[-i]
Biçimlendirmek
-
[-i]
Biçimlendirmek
- FOSFATLAMAK
-
-
[-i]
Ekilen topraklara fosfatlı gübre vermek
-
Madensel bir parçanın yüzeyinde koruyucu bir fosfat tabakası oluşturmak
-
[-i]
Ekilen topraklara fosfatlı gübre vermek
- MASATLAMAK
- ...
- TOKATLAMAK
-
-
[-i]
Tokat atmak
- "Adamı tokatlasalar ... daha fazla bir şey yapmış sayılmazlardı." (Tarık Buğra)
-
Bir kimseyi dolandırmak, hile yoluyla parasını almak
-
[-i]
Tokat atmak
- RAHATLAMAK
-
-
[nsz]
Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak
- "Hasta ilacını içtikten sonra rahatladı."
-
Sakinleşmek
-
[nsz]
Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak
- BAYATLAMAK
-
-
[nsz]
Bayat duruma gelmek, tazeliğini yitirmek
-
Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmek
-
[nsz]
Bayat duruma gelmek, tazeliğini yitirmek
- SAKATLAMAK
-
-
[-i]
Sakat bir duruma getirmek, sakat etmek
-
Bozmak
-
[-i]
Sakat bir duruma getirmek, sakat etmek
- İSPATLAMAK
-
-
[-i]
Kanıtlamak
-
Tanıtlamak
-
[-i]
Kanıtlamak
- SAVATLAMAK
-
-
[-i]
Gümüş üstüne kurşunla kara nakışlar işlemek
-
[-i]
Gümüş üstüne kurşunla kara nakışlar işlemek
- PATLAMAK
-
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- "Dinamit patladı."
- "Patlama, geliyorum!"
-
Yırtılıp açılmak
- "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." (Orhan Kemal)
-
Yarılmak
- "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek
- "Tomurcuklar patladı."
-
Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
-
Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek
- "Fırtına patladı."
-
Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Aşırı tepki göstermek
-
Ansızın bir gürültü duyulmak
-
Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- KATLAMAK
-
-
[-i]
Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek
- "Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Arttırarak çoğaltmak
- "Parasını ikiye katladı."
-
[-i]
Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek
- ÇATLAMAK
-
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- "Bardak çatladı."
-
Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
- "Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
-
[-den]
Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
- "Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- ATLAMAK
-
-
[-den]
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak
- "Duvardan atlamak. Hendekten atlamak."
-
[-den]
Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek biçimde kendini bırakmak
- "Çukura atlamak."
-
[-e]
Binmek
- "Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek
-
[-i]
Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek
-
[-i]
Sınıfı okumadan geçmek
- "Birinci sınıfı atladı."
-
Çıkmak, inmek
- "Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-de]
Yanılmak, aldanmak
-
[-den]
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak