Sonunda at olan 7 harfli 132 kelime var. AT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde at olan kelimeler listesine ya da başında at olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HACAMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boynuz, bardak veya şişe oturtarak kan alma
-
Hafif yaralama
-
[isim]
Vücudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boynuz, bardak veya şişe oturtarak kan alma
- REFAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arkadaşlık etme, birlikte bulunma
- "Nice yıllar devam eden bir refakatin hatırası bundan mı ibaretti?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti." (Peyami Safa)
-
Eşlik etme
- "Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Arkadaşlık etme, birlikte bulunma
- AKROBAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Cambaz
-
[isim]
Cambaz
- CEMADAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
- MARUZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- "Size maruzatım var."
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- ÇATAPAT
-
-
[isim]
Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde "çat pat" diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat
- "Elindeki çatapatı ayağının altında ezdi." (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde "çat pat" diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat
- HAZAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tıpta ustalık, uzluk
-
[isim]
Tıpta ustalık, uzluk
- HABİTAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Yerleşme, oturma
-
Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer, yurt
-
[isim]
Yerleşme, oturma
- MALUMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi
- "Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bilgi
- CERAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İrin
-
Yara
-
[isim]
İrin
- MÜNACAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yakarış
-
Divan edebiyatında Tanrı'yı öven şiir türü veya şiirin bir bölümü
-
[isim]
Yakarış
- FESAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk
- "Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk
- HACİVAT
- ...
- HASENAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yararlı, iyi, güzel işler
-
[isim]
Yararlı, iyi, güzel işler
- KALAFAT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- "Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
-
Onarma, tamir etme
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- KAZAMAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Obüslerden, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper
-
[isim]
Obüslerden, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper
- ITTIRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirini izleme, birbiri arkasından gelme, düzenli sıralanma
-
[isim]
Birbirini izleme, birbiri arkasından gelme, düzenli sıralanma
- MAMULAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılmış şeyler
-
[isim]
Yapılmış şeyler
- SAFAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evreler, safhalar
-
[isim]
Evreler, safhalar
- HARABAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıkıntılar, harabeler, viraneler
-
Divan edebiyatının eserlerinde geçen içkili eğlence yeri, meyhane
-
[isim]
Yıkıntılar, harabeler, viraneler