Sonunda at olan 7 harfli 132 kelime var. AT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde at olan kelimeler listesine ya da başında at olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LİYAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
-
Yeterlilik, kifayet
- "Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
- MEVZUAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.nin bütünü
- "Mahkemenin hangi süre içinde başlaması gerektiğine dair bir kayıt da yoktu mevzuatta." (Çetin Altan)
-
Sandık, çuval, teneke gibi içine ticaret malı konulan koyacaklar
-
[isim]
Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.nin bütünü
- SALAVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namazlar
-
Hz. Muhammed'e saygı bildirmek için okunan dua
-
Yağlı güreşte, yarışmalardan önce cazgırın okuduğu dua
-
[isim]
Namazlar
- TADİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişiklikler
-
[isim]
Değişiklikler
- TAZİMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek saygı
-
[isim]
Yüksek saygı
- VARİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Gelirler
- "Bayraktar Çiftliğinden ayda beş bin lira geçiyor eline! Han hamam varidatı ayrı." (Atilla İlhan)
-
Gelirler
- CEMADAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
-
[isim]
Cansızlar, cansız varlıklar
- HAYALAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayaller
- "Boş laflarınla şairane hayalatımı dağıtıyorsun." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Hayaller
- MARUZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- "Size maruzatım var."
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- HATIRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anılar, andaç
-
[isim]
Anılar, andaç
- TARİKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan, Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri
- "Mevlevi tarikatı. Bektaşi tarikatı."
-
[isim]
Aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan, Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri
- MEŞİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeyhlik
-
Şeyhülislamın makamı, şeyhülislamlık
-
[isim]
Şeyhlik
- NADİRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Seyrek, az görülen, az bulunan şey veya durum
-
[isim]
Seyrek, az görülen, az bulunan şey veya durum
- SEYYİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din bakımından yapılan kötülükler, günahlar
-
[isim]
Din bakımından yapılan kötülükler, günahlar
- KAZAMAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Obüslerden, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper
-
[isim]
Obüslerden, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper
- TALİMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yönerge
- "Demir Bey'den beklenilen talimat gelmişti." (Refik Halit Karay)
-
Görevin gerektirdiği türlü hizmetlerin başarıyla yürütülmesi için kumandanlık, başkanlık veya daire başkanları tarafından verilen, o hizmetle ilgili sorumluluk, düzen ve ilkeleri içine alan buyruklar
-
[isim]
Yönerge
- AYNİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kullanılmaya veya harcamaya elverişli, taşınması kolay eşya
-
[isim]
Kullanılmaya veya harcamaya elverişli, taşınması kolay eşya
- OKSALAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi
-
[isim]
Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- AŞKABAT
- ...