Sonunda at olan 5 harfli 99 kelime var. AT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde at olan kelimeler listesine ya da başında at olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NECAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurtuluş
    • "Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş." (Ömer Seyfettin)

EVLAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk
    • "Zengin adamlarda evlat muhabbeti daha fazla mı oluyor?" (Refik Halit Karay)
    • "Çiçekleri suluyor, evlat gibi büyütüyordu." (Peyami Safa)
    • "Daha yüzünü görmeden o da seni kendine evlat edindi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Soy, döl
    • "Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım." (Peyami Safa)
  3. [ünlem] Yaşlı kimselerin çocukları yaşındakilere kullandıkları bir seslenme sözü
    • "Evladım, sakın kimseciklere borç etme!" (Yusuf Ziya Ortaç)

RİCAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vazgeçme
  2. Gerileme, geri çekilme, geri kaçma
    • "1683'te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır." (Falih Rıfkı Atay)

MANAT

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi

TOKAT

  1. [isim] İnsana el içi ile vuruş, şamar, beşkardeş
    • "Sandalyeyi elinden alıp iki tokat aşk etti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Tokadı yiyince okur, şimdi tokadı yer ama sonra bana dua eder." (Memduh Şevket Esendal)

AVRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadın
    • "Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var buğday unundan keş yapar."
  2. Karı, eş

BAYAT

  1. [sıfat] Taze olmayan
    • "Dükkânlar karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayak takımı her gün artıyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmiş, çok söylenmiş
    • "Bayat haber. Bayat espri."

MONAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eski Yunan felsefesinde bölünmez birlik
  2. Leibniz'in felsefesinde artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki cevherlerin her biri

KUBAT

  1. [sıfat] Kaba, biçimsiz
  2. Davranışları kaba olan

EFRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bireyler, fertler
  2. Erler, erat

MURAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, dilek
    • "Enişteleri murat etseler ona iyi bir koca bulamazlar mıydı sanki?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sevdalılar nihayet murada eriyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Amaç, erek, gaye

VEFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölüm
    • "Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi." (Refik Halit Karay)

İMBAT

  1. [isim] Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârı, deniz yeli

KESAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışverişte durgunluk
    • "Bugünlerde alışveriş de kesat." (Nabizade Nazım)
  2. Yokluk, kıtlık

KAVAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pezevenk

SAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
    • "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şimdi koltuğumdan kımıldayamıyorum, bu yaşımda sakat oldum." (Refik Halit Karay)
  2. Bozuk veya eksik
    • "Sakat bir anlatım."
    • "Sakat bir iş."

MEMAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölüm
    • "Hayat memat meselesi."

DAMAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad, güveyi
    • "Öyle bir aileye damat girmek isterim." (Haldun Taner)
  2. Bir kızın ailesinden olan büyüklere göre kızın kocası, güveyi
  3. Padişah soyundan kız almış olan kimse

SEBAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
    • "Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar." (Halide Edip Adıvar)

ŞUBAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yirmi sekiz, artık yıllarda yirmi dokuz gün süren, yılın ikinci ayı, gücük ay

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü