Başında ald olan 8 harfli 7 kelime var. Ald ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ald olan kelimeler listesine ya da sonu ald ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ald bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAL
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALDANMAK
-
-
Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak
- "Hâline, tavrına bakan sana aldanır." (Ömer Seyfettin)
-
Bir hileye, bir yalana kanmak
-
[nsz]
Hayal kırıklığına uğramak
- "Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Avunmak, oyalanmak
-
Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak
-
Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak
- ALDIRTMA
-
-
[isim]
Aldırtmak işi
-
[isim]
Aldırtmak işi
- ALDIRMAK
-
-
[nsz]
Alma işini yaptırmak
- "Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Getirtmek
- "Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı." (Cahit Uçuk)
-
Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak
- "Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak."
-
[-e]
Önem vermek, değer vermek
- "Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." (Nezihe Araz)
-
[-den]
Elindekini başkasına kaptırmak
- "Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet." (Emrah)
-
[-i]
Sığdırmak
- "Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız."
-
[nsz]
Alma işini yaptırmak
- ALDATMAK
-
-
[-i]
Beklenmedik bir davranışla yanıltmak
- "Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır." (Peyami Safa)
-
Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak
- "Üç defadır bu yezit beni aldatıyor." (Burhan Felek)
-
Birine verilen sözü tutmamak
- "Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi."
-
Yalan söylemek
-
Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek
- "Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek
-
Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
-
Oyalamak, avutmak
-
[-i]
Beklenmedik bir davranışla yanıltmak
- ALDIRMAZ
-
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- ALDANMAZ
-
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
-
[sıfat]
Aldatılamayan, aldanmayan (kimse)
- ALDANGIÇ
-
-
[isim]
Üzeri ot veya kumla örtülmüş çukur, tuzak
-
[isim]
Üzeri ot veya kumla örtülmüş çukur, tuzak